Osmanlı Devletinin tarih ve kültür mirası üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti ilk yıllarda Atatürk tarafından kurulan kurum, kuruluş ve bir takım irili ufaklı fabrika ve imalathanelerle üretime değer vermiştir. Ancak Atatürk’ün ölümünden sonra yerine geçen İsmet İnönü ile beraber tasfiyeler başlamış, ilk tasfiye olarak da Atatürk’ün Türk parası üzerindeki resmi kaldırılarak İsmet İnönü’nün resimleri basılmış, Nuri Demirağ’ın yaptığı ilk yerli uçak Fabrikası 1936 yılında NUD-36 isimli eğitim ve avcı uçağını üretmiştir. 1942 yılında çıkacak olan NUD-38 isimli yolcu uçağı için birçok siparişler de alınmıştır. Ancak İnönü tarafından bu uçak fabrikası kapatılmıştır.

Sonraki yıllarda ise Atatürk tarafından yapılan fabrika ve imalathanelere 10 kişinin çalışacağı yere 100 kişi alınarak tüm işletmeler zarar edilir hale getirilmiş ve bu durum kısmen Merhum Özal ama tamamen ise Recep Tayyip Erdoğan’a kadar devam etmiştir. Devlet esnaflık yapmaz, devlet esnafın önünü açar mantığı ile organize sanayilere ağırlık verilmiş ve müteşebbislerin önü açılmıştır. Devlet üretimi ve ticaretten elini çekmiş ve devletin sırtındaki ur haline gelen KİTlerden kurtulma yoluna gidilmiştir. Bugün organize sanayilerde fabrika kapatıldı denilen imalathane ve fabrikalar bir sanayi kolunun sadece bir biriminde faaliyet göstermekte ve çok daha az işçi ile üretim yapılmaktadır. Yani fabrikalar kapatılmamış, bilakis fabrikalar artmıştır. Çünkü devlet her şeyin sahibidir ve millet devletin kölesidir mantığı sona ermiştir. Komünist ülkelerde halen devam eden her şey devletin mantığına bir daha geriye dönülmeyecektir.

Dünyadaki birkaç devlet hariç tüm devletler üzerinde yıllarca devam edegelen Amerika’nın : “ siz üretmeyin, biz size çok daha ucuz şekilde satarız.” Diyerek mallarını sattığı bir gerçektir.

 Amerika’nın ihraç ettiği ilaç tüm dünya ülkelerinin ihraç ettiği ilaçtan daha çoktur.

Öte yandan yine Amerika’nın ihraç ettiği silah da tüm dünya ülkelerinin ihracatının toplamından daha fazladır.

Amerika’ya sözde düşman olan ülkelere baktığımız zaman; Rusya ve Çin’de kendi paralarından çok Amerikan doları kullanılmaktadır. ÇİN MODELİ adı verilen model ülkemizde de harekete geçmiş ve üreterek güçlenelim yolu takip edilmeye başlanmıştır. Çünkü Çin, üreterek Amerika’nın tasallutundan kurtulmuştur. Recep Tayyip Erdoğan ile ayağa kalkan Türkiye Amerika’ya kafa tutmuştur ve bu durum Amerika ve yandaşı olan Avrupa ülkelerinin hoşuna gitmemiştir.

Amerika’nın felsefesi şudur; İlacı benden alacaksınız. Silahı benden alacaksınız ve bu alış verişi dolarla yapacaksınız. Oysa Recep Tayyip Erdoğan bu üç dayatmaya karşı çıkmıştır. İlacı biz üreteceğiz diyerek ayağa kalkmıştır. Türkovac aşısı mesela 22 Aralık 2021 tarihinde  üretime başlamıştır ve tüm aşılardan daha etkili olduğu kanıtlanmış ve belgelenmiştir. Abdi İbrahim İsviçredeki en büyükilaç fabrikasının en büyük hissesini satın almıştır. İlacımızın % 80 ini kendimiz üreteceğiz kararlılığında bir Türkiye vardır.

Recep Tayyip Erdoğan, ekonomik anlaşmalar yaptığımız ülkelere her ülke kendi parası ile alış veriş yapacaktır kararlılığını ortaya koymuştur ve bu ülkelerin çok hoşuna gitmiştir.  Bu surette Ruble, yen, TL, Yuan gibi paralar da artık dünya piyasası ile tanışma ortamı bulmuştur ve bu durum Amerikan Dolarının hâkimiyetine dokunmuştur.

Bir başka husus ise silahı benden alacaksınız diyen Amerika’nın boyunduruğu kırılmış ve Recep Tayyip Erdoğan ile % 90 ı Amerikan malı olan silahlardan kurtuluş gerçekleşmiş ve  silahlarımızın % 90 ı artık yerli malı olmuştur..

Dolayısıyla Amerika kudurmuştur ve bu durumu durdurmak için de  düğmeye basmıştır. Yerli işbirlikçileri olan Tüsiat ve yavruları bir taraftan, diğer taraftan da yeter ki Erdoğan gitsin de, isterse yerine APO gelsin diyen güruh da tam destek vermiş ve dolar almaya hücum etmiştir. Ticaretin ana kuralı arz talep dengesidir. Bir malın fiyatını arz ve talep oluşturur. Talep çok olursa arzın fiyatı yükselir. Dolara artan talep de doların fiyatını yükseltmiştir.

Spekülatörlerin algılarına değil, devletine güvenen, vatanseverler sayesinde bu durum sona erecektir. Zira TÜRK LİRASI TÜRKÜN ONURUDUR. TÜRKÜN ONURUNU AYAKLAR ALTINA ATAN KİM İSE TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÜŞMANIDIR VESSELAM.

Mustafa EROL