Aylardır bas bas bağırdık, ama birçoğu tik-toktan geri gelmiyordu ki!

Bakınız halk sıkıntılı bilhassa emeklilerin durumu hiç iyi değil, kiralar almış başını gidiyor ev sahipleri emlakçılığa bile soyundu, kendi alacakları kiraya eş olarak bir de emlakçı bedeli koydular. Ya kendi adlarına emlak işi yapan yerleri var; ya da anlaşmalı olarak sözde emlakçılarla çalışıyorlar. Elbette bu da kesmedi ve bir de depozito olayını çıkardılar. Yarın vatandaşın cebine attıkları ellerine ne gelir bilinmez.Daha neler neler şu ev sahipleri (bu sözümüz her ev sahibi için değil) bir türlü doymadılar vesselam.Bu nasıl bir para hırsı ?

Bugün  Manavgat gibi bir yerden ev değiştirmek için cebinizde en az 50 bin liranız olması gerekiyor.Yoksa bir yere kımıldayamazsınız bile.

Kimin umurunda?

Sesimiz kısıldı; zincir marketler, yerel marketler Ramazanı da bahane ederek yapmadıklarını bırakmadılar. Zam üstüne zam koydular.Arkadaş elin gavuru kendi dini bayramları olan Noel’de yüzde 50 indirim yaparken bizim Müslüman ülkede ki esnaflar Dini bayramlarımız da yüzde 50 zam yaparak vatandaşı soyuyorlar.Bu nasıl bir Müslümanlık ?

Al bir türlü-alma bir türlü…

Bıyık altından gülerek ve hatta alay ederek “indirim yaptık”, bir ay boyunca fiyatlarımızı sabitledik derken bile arka planda etiketçi elemanları ha bire rafların arasında rakamlarla boğuşup duruyordu ve halen daha da bu durum devam etmektedir. Ve,halen de buna dur diyen,gel bakalım buraya diyen,hesap soran  ne belediye var ne hükümet var..

Ama kimin umurunda?

Başkan adayları, buldukları ilk kamera karşısında tik-toka başlayıp vatandaşların sorunlarını dile getireceklerine, kendilerini bu dünyanın tek kurtarıcısı olarak görme mantığıyla halka bir şeyler yollama merakında olduklarından, kimseler sandığa oy atmaya gidecek olanların durumunu merak dahi etmedi.Umursamadı elleri mahkum oy verecekler dedi.Ama oyulacakları akıllarına gelmedi.

Başta iktidar olmak üzere; hemen herkesler, var oldukları halde, aramızda oldukları halde ve bizden, bizim insanımız oldukları halde onları kimseler görmedi görmek istemedi. Emeklilerden bahsediyorum. Hani 10 bin lira maaş ile yine 10 bin lira ev kirası vermeye çalışan ve arta kalan parasıyla da gül gibi geçinip giden ve maliye bakanına bile yük olarak görünen bu ülkenin “tek bir gerçeği” olan emeklilerden bahsediyorduk.

Tik-tokçu başkanlarımız okumamışlar bile.

Dedik ya, kimin umurunda?

Halkın yorumlarını kaleme aldık, aylar öncesinden ve muhataplarına dedik ki geminiz su almış batması an meselesi.Emeklinin çiftesi çok sert olur dedik.Dedik ama dinleyen,duyan olmadı.

Mahallenin delisi gibi kendimiz söyledik, kendimiz işittik ve yine yazdıklarımız bir yerlerde kaldı gitti.Girin bakın merhabaşelale.com haber sitemize göreceksiniz uyarımızı.

adam yerine konmadık  vesselam.

Tik-tok yapmak ve 3-5 kişilik takip averajıyla yaşamak varken, hayal dünyasında bugünü perdeleyip makama kurulma senaryolarıyla uğraşmak varken, kimin umurundaydı ki  üç – beş,beli bükülmüş işe yaramaz ihtiyar.

Hanlar ,hamamlar yaptıracaklardı.Yolları olmayan dağlara gidilecekti, ovalara inilecekti şen şakrak.Tüneller,raylı sistemler, Manavgat yeniden yaratılacaktı.Hatta yoldan gelip geçenlere bahşiş dağıtılacaktı.Tarihi,doğası,kültürü,geçmişi ile yeniden canlanacak,dünya kenti olacaktık.Ama biz ak saçlıları ne iktidar ne de muhalefet hiç dikkate almadı,dinlemediler bile.Herkes kendi havasında,sevdasında seçim çalışmalarına dalmışlardı ki,sanırsınız dünyayı kurtaracaklar.Sonunda iktidar cezasını çekti.Muhalefet ise hala birilerinin emir eri gibi hareket etmeye hazır.  

Akp’nin devri kapanıyor mu ?

Halkın arasındayız ve halk sizin için şunları söylüyor, dedik. Birileri kalkıp “listemizde yoklar” o yüzden bu serzenişleri gibi akla abes laflarla karşımıza çıktı. İnadına uyaralım dedik, yanlarına bile gittik.Yalandan telefonla konuşarak “çok uzun sürecek” gibi laflarla bizi başlarından savuşturanların, uyarılarda bulunmak isteyenlerin sözlerine bile kulak asmayan kibir abidesi ben bilirimciler  “size uğrayacağım,şimdi çok yoğununuz ,gece gündüz sahalardayız”  gibi sallamalarının, denk geldiğimizde bakışlarını kaçırıp muhatap dahi olmamalarının ve biz sorulduğumuzda “hı hı tanıyorum” geçiştirmelerinin sessizliği ,moral bozukluğu bizde kaldı vesselam…

Akp’nin çöküşü, Muhalefetin başarısı değil; muhalefete dâhil edilemeyecek kadar farklı bir gerileme durumu bu.En düşük maaş verdikleri Emekliyi yok saymanın, orta direk vatandaşı hakir görmenin intikamıdır bu.Gerçi asıl muhatabın kendisi, gece yarısı açıklamasında “mesajın farkındayız” dedi ama ayaklarına dolanan ve kayıplarında pay sahibi olan bu kibir abidelerini yanlarından ivedi olarak silkelemedikten sonra, AKP’nin 22 yıllık devri artık kapanacak,bitecek ve yok olacak malum partiler gibi.

Kaldı ki; Antalya’da  canla-başla çalışan ve bu davaya ömrünü adamış olanların emeklerinin nasıl da çamura atıldığının hezeyanını yaşadık kaç defa ama yine olmadı.Anlatamadık ,dinletemedik.

bu hezimet ders olur mu ?

İster muhalefet, ister ise iktidar kanadı olsun suçlu ve neden aramayın hiç boşuna. İktidar kibirinden,hor görmekten ,emekliyi,orta direk vatandaşı dışlamaktan kaybederken,Kazanan muhalefet’te sanmayın ki biz kazandık.siz ve kılavuz tuttuklarınız,paralarla beslediğiniz ve o fanatik partililer  sizi belediye başkanlığına getirmedi.Unutmayın,hemen havalara girmeyin. Sizi bu makama en düşük emekli maaşı verilenler getirdi.Sizi bu makama Atatürkçü oluşunuz getirmedi.Çünkü ,Atatürkçülük bile böyle Dem’lenmelerle iktidar olmayı kabul etmeyen bir duruştur.

Başarı vatandaşın  kendisine aittir, bugün rastgele dağıttığı ve kimselere doruk noktasını göstermediği bu oy sonuçlarını, yarın başka bir sandıkta her hangi bir partiye toptan yön vermesini de bilir. Yok etmesini de.. Yeter ki kendisi “yok” sayılmasın. Yeter ki var olduğu unutulmasın ve birilerinin gözünde “sırtımızda yük” olarak anılmasın. Bugün oturmuş olduğu o koltuğu ona verenlerin derdine derman olacağı yerde böyle bir ifade de bulunup “sırtımızda yük” diye anılır ise kimse altında koltuk bulamaz.Makam sahibi de olamaz.

31 Martı 2024 Pazar gün kü Türkiye’mizin 13.yerel seçimini iyi tahlil etmek,eğri oturup doğru konuşmak,aklını başına almak ve o çakma kurtarıcı bakanların sözleri değil vatandaşın,en düşük 10 bin lira maaşlı emeklinin sözlerine itibar etmek gerekir. (yüksek maaş 30-40-50 bin lira alanlar ) Emekliler hariç.Onlar zaten oy bile vermediler.

mustafakutun