28 Şubat süreciyle haysiyeti beş paralık edilen, ezilen horlanan mütedeyyin kesim, kavuştuğu refahla varlık sahasında ben de varım der gibi artık müzikli cafelerde kadın erkek beraber nargile içip el çırpıp canlı müziğe eşlik edebiliyor.
Aktivistlerimiz bir taraftan hamasi nutuklar atarken bir taraftan kızları dikizleyebiliyor.
Gençler giydiği bin bir çeşit kıyafetle modaya uyuyor moda dergileri çıkarıyor.
Kadınlarımız suratlarında bir kilo boyayla ayaklarında 10 cm topuklu ayakkabılarla caddelerimizde arz-ı endam edebiliyor.
Başı kapalı kızlarımız rahatça dondurmasını yalayıp kahkaha atabiliyor sokaklarda, bisiklete binip tur atıyor, eşofmanlarıyla koşu yapabiliyor.
Sanatsal etkinlikler düzenleyerek son çıkan filmin müstehcen sahnelerini erkek-kız arkadaşıyla yan yana izleyebiliyor.
Aylarca, yıllarca süren el ele göz göze flörtlerimiz var.
Bizim de kredi kartlarımız var, bizim de lüks biblolarla dolu evlerimiz ve sık sık değiştirdiğimiz arabalarımız var.
Biz de moderniz bizi dışlamayın ne olur dercesine tesettürümüz (!) ve yaşam algımız var ..
Farkında mıyız ?
Farkındayız ..
Ancak işimize öyle geliyor.
Ve,
Biz biz olmaktan çıktık.