8 Mart Dünya Kadınlar Günü, dünyada ve Türkiye’de olduğu gibi Manavgatımızda da mesajlarla anıldı.… Kadınların özel olarak anıldığı bu günde, her zaman olduğu gibi toplumun farklı kesimlerinden aynı beklentileri içeren anlamlı mesajlar verilmekten başka bir şey yapılmıyor.Sonrası malum kadın yine hor görülmeye mahkum..

İnsan hakları temelinde kadının toplumdaki önemine vurgu yapılarak çeşitli etkinliklerle kutlanan bu günün anlamı; 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında başlattıkları greve karşı polisin işçilere saldırarak fabrikaya kilitlemesi, ardından çıkan yangında 120 kadın işçinin can vermesi ile sonuçlanan acı olayın hala hafızalardan silinmemiş olması.

Her yıl ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, dünyanın farklı yerlerinde gündeme getirilen sorunların en başında; kadına şiddet, cinayetler ve adalet konusundaki yetersizlikler geliyor. Araştırmalar ise bu konularda üretilen politikalarının beklentileri karşılamadığını gösteriyor.

Tam açılımı ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olan bu günde verilen mesajlarda ortak vurgu; kadın haklarının korunması, toplumsal cinsiyet eşitliği talebi, kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin önüne geçilmesi, iş ve toplum hayatında cinsiyet ayrımcılığının ortadan kalkması yönünde…

Siyasetten iş dünyasına, sivil toplum örgütlerinden kamu ve özel sektöre, serbest meslekten ev hanımlarına kadar toplumun tüm katmanlarında verilen önemli ve çarpıcı mesajlar çok anlamlı…Anlamlı olmasına ancak,herşey bu güzel mesajlarda,sözlerde kalmasa..

 ‘Dünyadaki her şey kadının eseridir’…

 Amma velakin yan gelip yatanın,sosyetik hayat sürenin,bir elinde sigara,bier elinde şampanya kadehi ile poz veren kokona kadınların değil.8 Mart şunu herkes bilsinki çalışan,elleri nasır bağlamış,yarı aç yarı tok çocuğunun rızkı için çalışan emekçi kadınların günüdür.

Kadınların siyasal, sosyal ve ticari her alanda faal olmasının, toplumumuzun ve ülkemizin gelişimi açısından ne kadar önemli olduğunun vurgulandığı mesajlarda; bir ülkedeki kadın hakları ve onlara verilen değerin, o toplumun ‘uygarlık karnesi’ olduğununa dikkat çekiliyor. Her şeyin üstesinde gelebilecek kapasitede olan ve girişimcilik ruhu taşıyan kadınlara destekçisi olunması isteniyor.

Siyaset, iş dünyası ve spor alanlarında başarıları ile adından söz ettiren kadınlar ise, toplumun kalkınabilmesi için kadın emeğinin siyasi ve ekonomik hayata katılmasın şart olduğunu ifade ediyor… Kadının öz değerinin ve sahip olduğu temel insani haklarının olduğu, kadına yönelik şiddetle mücadele hususunda küresel bilince sahip olunduğu bir dünya temenni eden kadınlar, “Kadın; bir aileyi, toplumu, dünyayı değiştirebilir yeter ki önce kendimize inanalım. İçimizdeki gücü fark edelim” sözleriyle kadınlara motivasyon yüklü mesajlar gönderiliyor.

Kadın-erkek eşitliği tartışmaları yıllardır sürüp durur. Oysa, Allah “Ey insanlar; doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık” buyurdu… Ve bir ses yükseldi veda hutbesinden; “Kadınlar, size Allah’ın emanetidir.”

 8 Mart’ta kadınları kutlamak değil, anlamak gerektiğini tüm erkeklerin bilmesi gerekir ki,işte o zaman kadın baş tacı,kıymetli bir eş,ana,bacı olarak değer kazanır.!..