Bugun...


MUSTAFA KUTUN

facebook-paylas
İŞTE BU " BİZİM HİKAYEMİZ "..
Tarih: 06-04-2021 13:22:00 Güncelleme: 06-04-2021 13:22:00


50'li yıllarda Demokrat Parti'yle

Hayata gözlerini açanlar.

Tahta beşiklerde ninnilerle uyuyup,

60 ihtilâlinin ayak sesleriyle uyananlar.

Çocukluğunu bu kargaşayla geçirip,

68 'de 18 yaşın heyecanıyla

68 kuşağının çilesini çekenler.

Bu hikâye sizin.

Bizim o yıllarda çocukluğumuz

Hep sıkıntılarla geçmedi.

Biz nedense ergenliğe geç girdik.

Çocukluğumuzu uzun yaşadık.

Bizim oyun alanlarımız çoktu.

Yemyeşil çayırlarda,bahçelerde

Evimiz kadar güvenli sokağımızda

Çeşit çeşit oyunlar oynardık.

Biz küçük şeylerden mutlu olmasını iyi bilirdik.

Uzun kış gecelerinde içilen semaver çaylarıyla,

Aile toplantılarının sıcaklığını hep hissettik.

O yıllarda komşuluk bağlarımızda güçlüydü.

"Bir maniniz yoksa akşam ANNEMLER size gelecek".

Sözü bizi çok mutlu ederdi.

*

Karanlık günlerde, önlüklerimiz karaydı ama,

Karanlıkları aydınlatan beyaz yakalarımız gibi

Umutlarımız,mutlu günlerimiz de vardı.

Kitaplarımızı,defterlerimizi itinayla kaplardık.

Tahtadan,

telden,

ağaçtan oyuncaklar yapardık.

Yaratıcı,

yetenekli ,

paylaşımcı ÇOCUKLARDIK.

Biz,

yuvarlak,

köşeli kurşun kalemlerimizle

Düz,

eğik,

süslü

italik

okunaklı yazılar yazardık.

Biz halk kütüphanelerine ,

Halk Evlerine giderdik.

Ne omuza asmalı deri,renkli çantalarımız

Ne

0,5 uçlarımız,

ne kokulu silgilerimiz vardı.

*

Tahta sıralı,varil sobalı sınıflarımızda

Kara tahta başı heyecanlar yaşardık.

Nohutlu,fasulyeli matematik derslerimiz.

Cin Ali serisi okuma saatlerimiz

Andımız,

Gençlik Marşımız,

Cumhuriyet şiirlerimiz

Sapanla kuş avımız,

derede yüzme yarışlarımız

Ömer Seyfettin ,Dede Korkut hikayeleri

Kafdağı arkasına uzanan masallarımız.

Battalgazi,Köroğlu Destanları

Uzun kış gecelerinde uyuklayarak dinlediğimiz

Babaların,Dedelerin askerlik anıları.

Amerikan yardımı süt tozundan hazırlanmış

Beslenme saatlerimizi unutmak mümkün mü?

Ya sabahları üzerine ''tereyağı'' sürülmüş

Taze yumurtalı,pekmezli

sabah kahvaltılarımız.

Tarhana Çorbası'nın lezzetini nasıl unuturuz?

Pazar sabahları sıcak ekmek kuyruğunda

Buharı kokusuna karışmış pidelerden,somunlardan

Elimiz yana yana yediğimiz lokmalar...

Bizim Amerika'dan ithâl

herkesin okuduğu:

Teksas

Tommiks'imiz

Zagor'umuz da vardı.

Hayat,

Ses Mecmuaları,

Hürriyet'in ilâveleri

Radyoda Enosis-Makarios,

Vietnam haberleri

Arkası Yarınlarımız,

Liselerarası bilgi yarışmaları,

Bizimkiler,

Kaynanalar,

Radyo Tiyatrolarımız

Erkan Yolaç'la Evet-Hayır yarışmalarımız

Orhan Boran'ımızla Yuki'miz.

Hayatımızın bir parçasıydı.

Soğuk kış günlerinde,

buzlu yollarda

Tahta okul çantalarımızı

kızak yapar kayardık.

Bizim mahalle bakkalımız

Haydar Amca'mız

Yolunu hasretle beklediğimiz

postacımız

Bekci Hasan'ımız,

kasabımız,

manavımız

Aile fertlerinden biri sayılırdı.

Lâstik ayakkabıdan

naylon ayakkabıya

Bez toplardan

naylon toplara

Batarya pilli radyodan

ağır,

iri,

sandukalı

Dântel örtülü

Siyah-beyaz televizyona biz kavuştuk.

Gazocağından ''Aygaz''lı ocaklara

biz geçtik.

''Vita'' yağı tenekelerinden

su kapları yapardık.

60'lı sıkıntılı yılların sonunda

Amerika Apollo 11'i Ay'a gönderirken

Bizim ilk yerli otomobilimiz

Anadol'umuz

Arkasından 124 Hacı Murat'ımız

O yıllarda bizim ne emniyet kemerimiz

Ne otomatik klimamız,

Cd çalarımız

Ne uzaktan kumandamız ,

ne oto alârmımız

Ne hava yastığımız ,

ne otoyollarımız vardı

Çatılarda daha iyi görüntü için!.

ölüm tehlikesiyle

Antenleri biz çevirirdik.

Gurundik,

Şaplorenz

Philips Marka

asker bavulu

televizyonlarda

Karlı ,

silik,

bulanık görüntülerden oluşan

Yerli diziler bizi mutlu ederdi.

Arnavut kaldırımlarındaki oyunlarımız

Gece muhabbetlerimiz,

cambazlı panayırlar

Topacımız, ( tendürük )

misketimiz,

uçurtmamız,

Gizlice içtiğimiz,

birinci,

bafra,

gelincik

Yaka sigaraları.

Pamuk Şeker,

Horoz şeker,

Şeker Elma,

Kâğıt helvalarımız

Uzuneşek,

Birdirbir,

Saklanbaç,

Komen,

Elim sende

oyunlarımız.

Hayatımıza renk katan,

bayramlarımız.

Biriktirdiğimiz bayram harçlıklarıyla gittiğimiz

Dönme dolap,

atlı karınca,

Langırt

Beş atış yirmibeş

çadır tiyatrosu.

İstop,

dokuztaş,

mendil kapmaca

Gazoz kapağı,

sigara kutusu,

bilye,

düğmelerle ( kopça )

Yaratılmış bir oyun dünyamız vardı

Yakan Top,

seksek,

çelik-çomak oyunları.

Okulda Yerli Malı Haftalarımız

Evde tasarrufa teşvik edici kumbaralarımız

Ada'ya barışı götüren Kıbrıs Harekâtı'mız

Sokakta

şeker,

yağ,

benzin kuyrukları.

Postahaneden yazdırmalı telefonlarımız

Pötükareli, muşamba kaplı odalarımız

Kestane pişirdiğimiz Kuzine sobalarımız

Mutfaklarımızda Tel Dolaplarımız

Duvarında günlük

''Saatli Marif'' takvimimiz

Samimi,sıcak aile toplantılarımız

At arabası,

Hamal arabası,

süslü faytonlarımız

Austin,

Magirüs,

Ford

Opel

Chevrolet marka

Bagajı üstünde şehirler arası otobüslerimiz.

Futbol sahalarında Lefter'li,

Metin Oktay'lı

Şenol, Birol'lu

Kadri'li

Sanlı'lı

Kedi kaleci Varol Ürkmez'li

Can Bartu'lu

Sabri Dino'lu

Cemil Turan'lı

Metin Kurt,

Metin, Ali Feyyaz'lı

Unutulmaz derbi maçları.

Sinemalarda John Wayne'lı

Clint Eastwood'lu

Unutulmaz kovboy filmlerimiz

Beyaz Perdede

Ayhan Işık,

Belgin Doruk,

Kötü Adam Ahmet Tarık Tekçe

Gösel Arsoy,

Filiz Akın,

Fatma Girik

Ediz HUN,

Yılmaz Güney.

Müzeyyen Senar,

Behiye Aksoy,

Emel Sayın,

Zeki Müren,

Erkin Koray,

Berkant,

Erol Büyükburç,

Barış Manco ile dünya turu

AŞK dolu,

duygu dolu,

hüzünlü şarkılar.

70'li yıllarda muhtıralar,

sağ-sol çatışmaları.

Üniversitelerde

Kominist

Faşist suçlamaları.

Fabrikalarda DİSK-MİSK mücâdeleleri.

Grevler,

emeğin patronları,

sendika ağaları.

İdeolojilere kurban edilen zavallı işciler.

Okullarda

Devrimci

Ülkücü kavgaları.

Bölünmüş Öğretmenler,

taraflı polisler.

Ülkesine sahip çıkanlar

Bu arada yok olan gencecik fidanlar

Denizler,

Mahirler,

Hüseyinler,

Ulaşlar...

Taylan'lar

Bu öykü sizin.

Birbiri ardına devam eden

cenaze törenleri .

Romantizm ile terör arasına sıkışmış

Kayıp bir kuşağın çocuklarının savaşı .

Kardeş kavgaları,

siyasi cinayetler.

Kurtarılmış bölgeler,

okullar,

mahalleler

Yakılan,

yıkılan,

boşaltılan köyler

Deniz

Mahir

Hüseyin'in idamları

Akıl almaz işkencelere göğüs gerenler

68 kuşağının özgürlük savaşcıları.

Bu hikâye sizin.

Sonra Dallas

Köle Izaura

Yalan Rüzgarı

Cosby Ailesi

Uzay Yolu

Tatlı Cadı

Küçük Ev

Amerika

Avrupa

Berazilya dizileri

Beatles

Rolling Stones

Boney-m

Adamo

Amerika,Avrupa hayranlığı derken,

Hippiler,

bitli turistler,ansızın girdi hayatımıza.

Benliğimizi yavaş yavaş kaybetmeye başladık.

Cola

adidas

bulujin,

Rak-Rok-Pop merakıyla

Unutuverdik kendi müziğimizi,

öz değerlerimizi

Türküleri

Bozlakları

Halk Oyunlarını,

Destanları,

Hikâyelerimizi.

Sonra 80 de 12 eylül sabahı

Hasan Mutlucan'la uyananlar

Tutuklananlar,

göz altına alınanlar

Akıl almaz işkencelere uğrayanlar

Bedenlerini,

ruhlarını kaybedenler

Yeni idamlara,

haksızlıklara şahit olanlar.

Gönülden yaralanıp

gençliğini sürdürenler.

Bu öykü sizin.

Ulusal değerlere

biz sahip çıktık.

İstanbul'da Amerikalıları Dolmabahçe'den

Biz denize döktük.

Bağımsızlık sevdâlısı

vatansever gençlerdik.

ÖSS 'yi bilmezdik ama,

gece en son 23.00 de

Radyodan puanları dinler erken davranmak için otobüslerle

Geceden yola çıkardık.

Eğitimin çilesini de biz çektik.

Ülkesini ölesiye seven de bizdik.

Erkeklerde İspanyol paça pantolonlar

Geniş gösterişli kravatlar,

uzun saç ve favoriler

Siyasi görüşe uygun,

yukarı-aşağı,

kalın bıyıklar

Deri çizmeler,

asker postalları,

Parkalar,

kalın kemerler,

palaskalar,

kalpaklar

Arka çepte ince dişli taraklar,

yuvarlak aynalar

Gömlek çeplerinde gelincik,

bafra sigaraları

Kızlarımızda

lüle lüle saçlar,

allıklar,

küpeler

Her genç kızın rüyası!..

Zetina dikiş makinası reklâmları

İnce belli mantolar,

yüksek topuklu rugan ayakkabılar

Döpiyesler,

jarseler,

koyu kırmızı rujlar,

kalın kemerler

Doğal güzellikler,

tabii kokular,

masumâne bakışlar.

Kınalı eller,

ahh...ah o ince beller...

Biz anne-baba sözü de dinlerdik.

Çoğumuz görücü usulü ile evlendik.

Kim ne derse desin,

Hâlâ devam eden çok mutlu

evlilikler kurduk.

Sevmesini de sevilmesini de iyi bilirdik.

Leylâ'yı bilir,Mecnun'u anlardık.

Bizim ne unutulmaz AŞKLARIMIZ vardı.

Mevsim mevsim yaşadık duygularımızı

Şarkılarda sever

şarkılarda ayrılırdık.

Bizim mektuplarımız renkli kâğıtlara yazılmış

Kendi el yazımızla,

göz yaşı dökülmüş,

Aşk mektupları,

asker mektupları

Gül kokulu,

duygu dolu,

gözyaşlarıyla ıslanmış

İçinde bir tutam saç,

bir küçük el izi,

dudak izi taşıyan mektuplar...

Ahh...

Biz neydik ne değildik.

Romanlara konu hayatların sahibiydik.

Biz o yıllarda iyi ki vardık.

Bütün olumsuzluklara rağmen

Mutlu bir çocuk,sevdalı birer gençtik.

Biz 2000'li yıllarda yine varız.

Biz 60 'larda çocuk,

biz 70'lerde gençtik

Biz 80 'lerde ihtilâli,

biz 90'larda ekonomik krizleri

Bir kez daha yaşayanlarız.

Şimdi teknolojik gelişmelerle dolu 21.Asrı yaşıyoruz.

Kredi kartı,

bilgisayar,

internet,

cep telefonu

Süper market,

mp 3 çalar,

dizüstüler,

plâzmalar

Artık o kokulu,duygu dolu

uzun mektuplar yok

AŞKLAR yok oldu,

duygular kısaldı,

sembôl oldu

Gençlerin iletilerinde

''nbr'',

''by'',

"slm'' kısaltmaları.

Cep telefonlarında kısa mesaj çılgınlıkları.

Nerede meyvasını elimizle topladığımız ağaçlar?

Korkusuzca oyunlar oynadığımız sokaklar...

Nerede o sözünün eri

yağız delikanlılar..?

Vefalı dostluklar,ölesiye arkadaşlıklar

Nerede utangaç al yanaklı kızlar..?

Saflık,

doğallık,

bağlılık nerde...?

Bu nedenle ÇOCUKLUĞUMU özlüyorum.

El yapması oyuncaklarımı,

Uçurtmamı,

yaralı dizimi,

ANNEMİN ninnisini

Kâğıt helvayı,

bakkalın sakızını

Bahçedeki kiraz ağacını özlüyorum.

Ya şimdiki çocuklar!..

çoğu internet başındalar

Fesfutlarda süper menülerle beslenerek

Bilmem hangi yabancı müziği

indirip dinliyorlar

Cep telefonlarına,bilgisayarlarına sarılmış

Çoğu kilolu,

renkleri uçuk,

dişleri bozuk

Teknoloji çağını yaşıyorlar.

Artık 20.asır gerilerde kaldı.

Çocuktuk genç olduk,

baba olduk,

dede olduk.

Ne bâdireler atlattık,

yıkılmadık ayakta kaldık.

Artık yaşadığımız kadar yaşayamayacağımızı,

Bir bu kadar daha ömrümüzün

olmadığını biliyoruz.

Olsun iyiki o yılları gördük,

o hayatları yaşadık.

Pişmanlık mı asla!..

Sadece o doludizgin unutulmaz yılları

Özlüyoruz...

Verseler aynı hayatları yeni baştan

Büyük bir keyifle yaşamak isteriz.

İşte!.. bu bizim hikâyemiz..

1950-2021



Bu yazı 1936 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
YAZARLAR
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI