Bugun...


MUSTAFA EROL

facebook-paylas
ÖNEMLİ MESELELER- 108 KILIK KIYAFET VE İSLÂM...
Tarih: 16-06-2021 13:26:00 Güncelleme: 16-06-2021 13:26:00


İnsanların vücutlarını kapatma yani örtünme gereksinimi, ilk insanlardan itibaren hep olagelmiştir. İmkânlar ölçüsünde vücutlarını kapatan insanların örtünme türlerindeki çeşitlilik zaman geçtikçe çoğalmıştır. Bazı dinlere ve mesleklere göre giyinme çeşitliliği gittikçe artmış ve insanlar birbirlerinin inançlarını veya mesleklerini giyimlerinden tanır hale gelmişlerdir.

İslâm Dininde örtünmenin çok önemli bir yeri vardır. Nur Suresi 31. Ayette Rabbimiz şöyle buyurur: “Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Dışarıda kalanlardan başka ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerinden bağlasınlar. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, başka kadınlar, hizmetlerinde bulunan köleleri ve câriyeleri, cinsel arzusu bulunmayan erkek hizmetçiler, kadınların cinselliklerinin farkında olmayan çocuklar dışında kimseye süslerini göstermesinler. Yürürken, gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah’a tövbe edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz!” 

Mü’minun Suresi 6. Ayette ise “Onlar( Mü’minler), eşleri ve câriyeleri dışında, mahrem yerlerini herkesten korurlar; doğrusu bunlar yerilemezler” buyurur. Avret yeri veya Mahrem yeri denilen yerler ise Peygamberimiz tarafından belirtilmiştir. Ancak kapanmanın ne ile olacağına dair bir bağlayıcı unsur yoktur.

İslâm Dini gelmezden önce Arap yarımadasında insanlar ne giyiyorlarsa İslâm dininden sonra da aynı şekilde giyinmişlerdir. Tek fark belirtilen mahrem yerlerinin kapanmasıdır. Yoksa, İslâm Dini gelince Müslümanlara forma falan yaptırılmamıştır. İslâm Dini gelmeden önceki Arap kültürüne göre giyilen kıyafetler büyük ölçüde devam etmiştir. Arapların giydiği kıyafetleri giymenin sünnet olduğunu söyleyenlere gülüyorum. Arapların pek çoğunun giydiği gibi fistanı da İspanyollar giyiyorlar. Fistanları da İspanyollara bırakalım bari…

Bir ressam veya karikatüristten bir Müslüman erkek figürü çizmesi istense bir erkek adam yapar, eline bir tespih, başına bir sarık ve sırtına ise bir cübbe çizer. Oysa Müslümanların kullandıkları tespihin mucidi Hintlilerdir. İslâm Dinine sonradan sokulmuş bir meddedir. Fes Tunuslular tarafından icat edilmiştir. Sarık ve Cübbe İslâm’dan önceki medeniyetlerde de vardır. Yahudiler kullanmışlardır. Zekeriya Aleyhisselamın da sarık taktığı söylenir. Tarihçi Heredot’a göre Persler de başlarına sarık sarmışlardır.. Önemli olan yakıştırıp giyinmektir ve avret yerlerini kapatmaktır.

Sabah namazına camiye gittiğinizi düşünün. Sağınızda cübbeli ve sarıklı 80 yaşında bir ihtiyar namaz kılıyor. Sol tarafınızda da uzun saçlı ve saçlarını arkadan bağlamış, kısa kollu tshörtlü ve başı açık bir genç delikanlı namaz kılıyor. Sizin hangisine kanınız kaynar bilmiyorum ama, benim delikanlıya kanım kaynar. Onun sabah namazında oluşu benim daha çok hoşuma gider. Önemli olan şekilcilik değildir. Yasa ile zoraki giyim kuşam bile asla karşılık bulamaz. Şapka kanunu çıkmasına rağmen bugün ülkemizde kimsenin şapka giymediği gibi. Önemli olan edepli giyinmektir vesselam..

Mustafa EROL



Bu yazı 2487 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
YAZARLAR
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI