Ustalık , kimsenin para ile ,hatır ,torpil ile elde edeceği bir ünvan , göğsünde taşıyacağı bir madalya değildir..

Ustalık...

Her hangi bir meslekte ustalaşmak,o işin ustası olmak,hadi bende usta olayım,ustayım .. demek hiç de kolay bir şey değildir..

Herkesin vardır belki bir meslekte ustalığı..

Ama bu ustalık,o ustaya ,her meslekte ben ustayım,bu  işi de en iyi şekilde ben yaparım...dedirtmez ,ona bu ayrıcalığı vermez .

Bakmayın siz bu güzel ülkede, siyaseti,dini,sporu herkesin ustalık derecesinde biliyor olmasına .

O bilmeler genellikle arkadaş toplantılarında, atışın,palavranın sınır tanımadığı ortamlarda olduğunu herkes gibi bende bilirim..

Her meslekte olduğu gibi siyaset de de ustalık (eğer siyaset bir meslek olarak kabul edilirse) gerekir..

Özellikle memur kökenliler siyasetten çok uzaktırlar, onların gençlikleri devlet memuru olarak geçtiği için, çıraklık,kalfalık yapacak yaşları memurlukla geçtiği için, emeklilik zamanında çıktıkları siyaset sahnesinde , ustalık taslamaları onları usta yapmaya yetmez..

Maçlar eşit sayıda oyuncuların oluşturduğu takımlar arasında olur..

Sayısı öyle yada böyle değiştirilen takımların ille de maçtan galip çıkacak diye bir garantisi yoktur..

Bir çok maçta,on bire karşı dokuz,hatta sekiz kişilik futbol takımının galip geldiği görülmüştür..

Seçimleri bir futbol maçına benzetirsek , böyle bir çok yönden eşit şansa sahip olmayan takımlar arasında oynanıyor .

Futbolcu olmayanlar var takımın birisinde..

Futbolcu olmayanlar olsa iyi,hakemler, maçları tarafsız bir şekilde yönetmesi,yönetimde tarafsız olması gerekenler bile takımın birisinde forma giyiyor..

Bir çok teknik direktör maçlar da oyuncularına; bu maçtan galip çıkmak,rakibi yenmek istiyorsanız;hakemi de yenmek zorundayız.. demişlerdir..

Pazar günkü seçimde de böyle olacak galiba,hem rakip takım,hemde hakem yenilmek zorunda olacak..