Hatalar , yanlışlar insanlar içindir ve hata yapan insan da yaptığı hatanın bedelini ödemek zorundadır ve öyle yada böyle öder .

Ya hatayı yapan devlet,daha doğrusu devleti temsil edenler olursa?

O zaman,bu hatanın bedelini kim ödemeli,kim öder?

Geçen gün sevgili kardeşim Taylan Özer ile yaptığımız küçük bir Akseki, Seydişehir, Beyşehir, Huğlu, Derebucak turunda; Seydişehir Beyşehir arasındaki 40 km lik yolu görünce mutlu oldum, sevindim Allah devlete millete zeval vermesin diye dua ettim ama bu güzel yolda dakikalarca bizden başka tek bir araç görmedik desem yalan olmaz.

İkindi saatlerinde ulaşıp da yolculuk yaptığım Antalya Manavgat yolunda herkesin bildiği,daha doğrusu çilesini çektiği o sıkış trafiği görünce,görüp de ister istemez iki yol ile kıyas yapınca dedim ki;olmamış be kardeş, tamam o yol da gerekli ama bunda bir öncelik sırası olmaz mı? dedim..

Evet,her işte bir plan program gerekir ama devlet işlerinde bu daha da gereklidir ve olmazsa olmazlardan dır .

Sözde değil,özde de öyle, Antalya, dolayısıyla Manavgat yabancı turistlerin adeta ikinci evi, ikinci adresi..

Çocukluğundan beri turizm in içinde, kıyısında köşesinde bulunan biri olan ben derim ki;ülkemize gelen her turist bizim misafirimiz ve millet olarak bize emanettir..

Paraları ile olsa da onlara her türlü kolaylığı, rahatlığı sağmak,güveni duyurmak zorundayız..

Daha otele gelmeden trafik karmaşası, yoğun trafik dur kalkları ile yorulan Avrupa lı misafirlerimiz biz nereye gelmişiz diye pişmanlık duymaya başlarlar..

Türk devleti güçlüdür de ne yazık ki bu gücü dengeli ve adaletli dağıtmıyor .

Kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde son derece güzel yollar yapılır ken; dünyanın gözü önünde olan Antalya Manavgat arasına ne yazık ki ayni güzellik de yol da yapılmıyor,hizmette gelmiyor..