Bugun...



Hakan Tütüncü; Büyükşehir Belediyeciliği bizim işimiz !

Başkan Tütüncü,yaptıklarını referans olarak gösterirken yapacakları hizmetlerle Antalya’nın dünü ile bugünü arasında fark yaratacağına olan inancıyla partisinin aday göstermesini bekliyor.

facebook-paylas
Tarih: 13-12-2023 12:31

 Hakan Tütüncü; Büyükşehir Belediyeciliği bizim işimiz !

Uzun süredir ismi Büyükşehir Belediye Başkan adayı diye anılan Kepez’in 15 yıllık Belediye Başkanlığı görevini yürüten Hakan Tütüncü, kurduğu proje ekibinin 11 aydır Büyükşehir Belediye Belediyesi ile ilgili projeler ürettiğini söyledi. Tütüncü 15 yıllık Kepez Belediye Başkanlığı’nın da Büyükşehir Belediyesi için bir alt yapı olduğunu belirtti.

Uzun süredir adı Ak Parti Büyükşehir adayı olarak anılan Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Başkan Tütüncü, 15 yıllık Kepez Belediye Başkanlığı döneminde Büyükşehir Belediye Başkanlığına hazırlandığını, Kepez’de çok önemli değişiklikler yaparken, diğer taraftan da önemli tecrübeler kazandığı söyledi. Tütüncü, “Ben bir düş kurdum ve düşüme layık olmaya çalışıyorum. Her şey yolunda giderse halkın desteğiyle, partimizin takdiriyle Antalya’nın her bir imkanını Antalya’da bugüne kadar görülmemiş bir belediyeciliği ortaya koymak istiyorum” diye konuştu.

ALTINOVA İMARI

 2009 yılında devraldığımız Kepez ile şimdiki Kepez’e hangi alandan bakarsak bakalım beyazla siyah, geceyle gündüz kadar fark olduğunu görüyoruz. 2009’da sorun olarak tanımlanan her konunun artık bugün Kepez’in gündeminden düştüğünü görüyoruz. 2009’da Kepez’in beklentileri çok farklıydı, bugün çok farklı. 2009 yılında İmar, şehircilik, gecekondu gibi sorunlarla ilgili vatandaşların çok ciddi problemleri varken şimdi daha nitelikli konutların, kamu hizmetlerinin üretilmesi gibi beklenti ve talepler ortaya çıkmış durumda. 2009’da herhangi bir mahallede ‘biz buraya park yapacağız. Bu bizim için önemli bir proje’ demiş olsaydık ‘Boş ver sen buraya parkı benim tapu problemimi çöz. 40-45 senedir bu problem çözülmedi’ derlerdi. Dolayısıyla 2009’a baktığımız zaman temel belediyecilik hizmetleri, imar ve mülkiyet konuları noktasında çok ciddi beklentiler vardı. Bu beklentilerin hepsini ortadan kaldırdık. Adeta Arap saçı olmuş sorunlar yumağı haline dönmüş olan mülkiyet, imar meseleleri çözüldü hatta bunların içerisinde 5 yıldır devam eden Altınova imarı gibi çok önemli bölgesel imar planları da var. 2009 yılında göreve geldiğimde bana ‘Kırcami çözülür Altınova meselesi çözülmez. Siz hiç bu işlerle uğraşmayın’ demişlerdi. Ben de bu problemi bir de biz ele alalım inşallah çözeriz demiştim. Gerçekten yoğun bir çalışmanın neticesinde Altınova’da imar problemi çözüleli, tabular sahiplerine gideli yaklaşık 8 yıl oldu. 2009’daki Kepez ile bugün ki Kepez’i yan yana koyduğumuzda 2009’da hangi meseleyi sorun olarak tanımlıyorsak bugün hepsi ortadan kalktı.”

 

 

DOKUMAYA ÖDÜL

“Dokuma 2009’da ara ara açılan bahislerden birisiydi Kepez’de. Şimdi baktığımızda Dokuma halkın elinde kaldı. Bütün hukuki problemleri çözüldü. Hukuki problemlerin ötesinde burada halka yönelik son derece nitelikli bir kültür sanat çalışması yapıldı. 3 tane kütüphanenin 3 tane müzenin olduğunu bununla birlikte vatandaşların gezip, eğlenebileceği değişik ünitelerin olduğunu kelimenin tam anlamıyla halkçı bir anlayışla, endüstriyel bir mirasın kazandırıldığını görüyoruz. Avrupa Konseyi de 40 ülkenin yarıştığı projede dönüşen Dokuma “Ufuk Açıcı Koruma Projesi” unvanı verdi. Bu projede sadece Türkiye ödülle döndü.”

KEPEZLİ OLMAKTAN GURUR DUYMAK

“2009’dan bugüne köprünün altından çok sular aktı. Bu köprünün altından akan sular şehri değiştirdi bir şehirlilik ve aidiyet bilincini sağladı. Eskiden insanlar Kepezliyim diyemezken şimdi göğsünü kabarta kabarta bunu ifade edebiliyor. Bunu şu anım ile anlatmak istiyorum. Geçen gün genç bir hanımefendi yanıma geldi ve ‘Beni hatırladınız mı başkanım?’ diye sordu. Hatırlayamadığımı söyledikten sonra çantasından bir fotoğraf çıkarttı. Benim ilk seçim kampanyası dönemimde bir yerde karşılaşmışız o dönem henüz bir ilkokul öğrencisiymiş. Kendisine ‘ne olmak istediğini’ sorduğumda bana ‘doktor’ olmak istediğini söyleyip söz vermiş. Sözünü tutmuş biri olarak karşınızdayım diyerek bana o gün şunları söyledi; ‘Kepez için birçok şey yaptınız ama yaptığınız en önemli şey biz eskiden Kepez’de oturuyoruz diyemezdik mahallemizin ismini söylerdik. Şimdi göğümsümüzü gere gere biz Kepezliyiz diyebiliyoruz. Sizin yaptığınız en büyük şey bu ilçenin insanlarına özgüven vermek oldu dedi. Kepez’in artık beklentileri farklılaştı. Mahallelere gidince artık benden kütüphane, spor sahası, kapalı Pazar isteyen bir vatandaş kitlemiz var.”

SAĞLIK YATIRIMLARI ARTTI

 “Sağlık alanında çok önemli atılımlar gerçekleştirdik. Göreve geldiğimde Kepez’de kamuya ait 1 tane sağlık tesisi vardı. O da Sema Yazar. Şimdi ise 15 tane kamu sağlığı merkezi var. Bunun 11 tanesi devlet, 4 tanesi de özel sektör eliyle yapılmış hastaneler. Kepez Devlet Hastanesi Yeşilırmak caddesini her yönüyle değiştiren bir hastane oldu. Günlük 35-40 bin tane giriş ve çıkışın olduğu bir yerde herkes, her şekilde o sosyal hareketlilikten etkilenir. Simit satanda etkileniyor, dükkânı olan da etkileniyor. Okul ve hastanenin kamusu ve özeli olmaz. Bunların hepsi kamuya hizmet eder.  Yukarıda şehir hastanesi kuruluyor. Antalya’nın Cumhuriyet tarihinde aldığı hizmetlerin en önemlilerinden birisidir. Bin 500 yataklı bir hastane var edildi orada. 11 yıl uğraştık o hastaneyi oraya getirebilmek için. Her ilçe o hastanenin kendi sınırları içerisinde olmasını istiyordu fakat sadece Kepez idaresi talep etti o hastanenin bölgemizde kurulması için. Şimdi açıldığı zaman günde 100 bin kişinin girip çıkacağı bir hastane olacak. Bölge hem sağlık hizmetine hem de değere sahip olacak. Hastane vasıtasıyla ilçe belediyesi olarak altı tane arter açtık oraya bu sayede şehir içi trafiğini de minimuma indirmeyi hedefliyoruz.”

EĞİTİM YATIRIMLARI ARTTI

 

 

“Çamlıbel’de hayvan pazarı vardı şimdi orada son derece modern bir Anadolu Lisesi var. Bu Anadolu Lisesi’nde çocuklar Avrupa Birliği projeleri yapıp Avrupa’da Türk Milli Eğitimi’nin temsil ediyorlar. Böyle şeylere şahit olduğumda memleketi ne kadar değiştirdiğimizi düşünüyorum. Hangi açıdan bakarsak bakalım ufukların efendisi olmuş bir Kepez var. Kim derdi ki Türkiye’nin en büyük, en kapsamlı bilim merkezi Kepez’de olacak ve her yıl 500 bin öğrenci bilime adım atacak. Üniversite öğrencilerimiz dünyadaki bilim yarışmalarında ülkemizi temsil edecek çok harikulade projeler hazırlayacak ve şehrimize birçok ödülle dönecek. Kim verdi bunu? 2009’da neyi konuşuyorduk? Dokuma yıkılacak mı? Gündemimiz oydu. Şimdi ise üç yıl içerisinde kaç tane elektrikli otomobil yaptık diye konuşuyoruz. İki tanesini üniversiteli öğrencilerimiz bir tanesini ise liseli öğrencilerimiz yaptı ve bunları yarışmalarda sergilemişler ve ödüllerle dönmüşler. Teknofest yarışmaları dahil. Şimdi gecenin herhangi bir saatinde gidin Dokumaya. Kütüphanedeki öğrencilerini ders çalışırken, araştırma yaparken akademisyenleri ise doktora, yüksek lisans tezi yazarken görürsünüz. Yıkılmaya yüz tutmuş bir trafo binasından kütüphane yarattık. Yine Dokuma da Bilim Merkezimiz var. Eskiden fabrikanın şimdi ise bilim merkezinin alt katında çocuklar ve gençler için gerçekleştirdiğimiz inovasyon atölyeleri var. Orada projelerine çalışıyorlar. Belediye başkanlığım döneminde 150 tane okul yapıldı. Ben Kepez’e Belediye Başkanı olarak göreve başladığımda Kepez’in 1 tane spor salonu vardı bu sayıyı 13’e çıkarttık. 

KEPEZ’E KADIN ELİ

“Kadın emeğinin, ekonomiye dönüştürülmesine bakalım. Uzağa da gitmeyelim. Komşumuz şurada aşağıda bir kafe var. Hemen belediyeyle sağlık merkezinin arası. Anka kooperatifi orası bizim kadın emeğinin son beş yılda olan hadiselerden birisi bu. Kadın emeğinin ekonomik bir değer kazanmasına yönelik attığımız bir adımdır. Bundan üç yıl evvel dedim ki Kepez’de ilana çıktık. Kooperatif kurmak isteyen, kurmuş olan kadınlar lütfen bizim yanımıza gelin. Bütün imkanları masanın üzerine yatıracağız. Hepinize de bir yer vereceğiz. Üretin, hayaller kurun, çalışın, gayret edin dedim. Geldi bütün kooperatiflerimiz. Zannediyorum dokuz civarında kadın kooperatifi vardı. Hepsine bir yer verdik. Bahsettiğim kafe o yer verdiğimiz yerlerden birisi. Şimdi geçen yıl ziyaretime geldiler. Yedi kişi başlamışlar. Kaç kişi çalışıyormuş şu an oradan ekmek yiyormuş biliyor musun? Yirmi iki tane dezavantajlı kadın. Özgüvenleri artmış, konuşmalarına yansıyor. Kendilerinden çok emin konuşuyorlar. Sadece kültürde, sanatta, çevrecilikte, peyzajda, peyzaj mimarisinde, imarda değil yerel ekonomilerin canlandırılması konusunda da biz çok önemli işler yaptık. Birisi budur. Kadın emeğinin organize bir biçimde ekonomiye de dönüşmesi bu çok önemli bir noktaydı.”

TARIMDA ÖNCÜLÜK

“Kepez’in 8 tane kırsal yerleşim bölgesi var. Tarımla ilgili birtakım adımlar attık. 500 dönüm zeytin çiftliği kurduk. Her sene 550 dönüm yere, buğday ekiyoruz. Belediyenin ektiği miktardan bir şey olmaz ama bizim amacımız çevrede tarım ile uğraşan insanları teşvik etmek, özendirmek. Kirişçiler köyünde 200 dönüm bir yeri bakanlıktan da tahsisiyle aldık. Alana başka yerlerden üç bin kamyon toprak getirdik. Zeytin çiftliği tuttuk şimdi inanılmaz pahalandı zeytin ağaçları. Sadece kenti güzelleştirmiyoruz. Yerel ekonomilere de yerel noktada dokunuyoruz. Kırsalda yaşayan bir kişi bu memlekette elli kök elli kök zeytin ağacı olan adam geçimini idame ettirir. Antalya’nın tarlaları boş olursa, buğday ekimi olmazsa bu ekmek fiyatı tabii ki artar. Gıda zincirimiz elbette ki bozulur.

“İHALAR SİHALAR YAPMALIYIZ”

Bizim en büyük hayallerimizden bir tanesi nitelikli çiftçi yetiştiren eğitim kurumları açmak. Çiftçinin çocuğu çiftçi olmak istemiyor. Halbuki çiftçilik hem çok onurlu bir meslek hem çok kıymetli bir meslek. Hem de ülkenin geleceği açısından, insanların geleceği açısından çok kıymetli bir iş. Biz İHA’lar, SİHA’lar, otomobiller yapmalıyız ileri düzey teknolojiyi kullanmalıyız. Yazılım da çok süper vaziyette olmalıyız. Bunların hepsi kabulümüz. Hiçbir itirazımız yok. Amma velakin biz bir tarım toplumu olduğumuzu, bir tarım ülkesi olduğumuzu asla unutmamalıyız. İnsan neslinin devamı için tarıma ihtiyaç var.”

İSTİHDAM SAĞLANDI

 

 

“Tabi ki katılırım. Ticaretle ilgili kırk mahallemizde imar revizyonları yaptık. Beş tane sanayi sitemiz vardı. Onların her birinin problemleri vardı. Bunların hepsini çözdük, ilave iki tane daha toplu iş yeri ekledik. Şimdi üçüncüsünün temeli atılmak üzere orada da istihdamı geliştirdik. Söz gelimi inşaat malzemecileri sitesini yaptık. İnşaat malzemecileri sitesinde iki bin kişi çalışacak. En az sekiz bin kişiyi doğrudan etkileyecek bir iş. Bunu bizim toplu işlerimiz yaptı. Altınova imarının çözüme kavuşmasıyla birlikte orada kurulan firmalar ile de şehre istihdam hizmeti sağladık. Yerel yönetimini ekonomiye can vermesi böyle olur. Yerel yönetimin olarak 300 dükkanlı yeni bir sanayi sitesi ekliyoruz. Akdeniz Sanayi Sitesi’nin 2 bin 500 dükkânı var. 300 dükkân daha eklenecek. Her bir dükkânda beş katlı dükkân olacak. Şimdi bazı firmalar organize sanayiye gidemiyorlar ama sanayide küçük kaçıyor. Bizim kurduğumuz sistemle buraya gelerek makinalarını kurabilecekler.”

AIRBUS KOKPİTİ VAR

“Bilim Merkezimiz ile birlikte Airbus A30 kokpitinin içerisinden biz yılda 7 bin tane çocuğu geçiriyoruz. Atatürk’ün ‘İstikbal Göklerdedir’ sözünü biz uygulamalı olarak faaliyete geçiriyoruz. Duvarlara tablo asarak değil. Belediyenin yaptığı çalışmalar sayesinde bir esnafın kızı pilot olmayı hayal ediyor. Başka bir esnafımız Berber Ahmet’in kızı Türk Hava Yolları’nda pilot oldu. Döşemealtı’nın köyünden çıktı. Bilim Merkezi şu an sadece Kepez’de vardı. Antalya’nın diğer ilçelerinde niye olmasın?”

DOKUMAPARK’IN ARKASI

“Bizim oradaki düşüncemiz bir açık eğlence alanı yapmaktı. 250 bin metrekare emsali bir ticari alan orası ve oranın belediyenin haricinde de Dokuma A.Ş gibi ortakları var. Dolayısıyla burası bir kamu şirketi. Ben burayı yeşil alana döndürüyorum diyemezsiniz. Bunu derseniz kamuyu zarara uğratmaktan perişan ederler sizi. Ama dört tane alışveriş merkezi büyüklüğünde beton bloku getirip koyabileceğiniz de bir imkan var. Bunu yaparsanız da şehre ihanet edersiniz. Şimdi bir tarafta kamuyu zarara uğratmayacaksınız, diğer taraftan da şehre ihanet etmeyeceksiniz. Bizim düşüncemiz oraya Antalya’ya gelen turistler Belek’te bir yere gidiyorlar. Bayağı da meşhur ama çok üst segment için bir yer ve pahalı. O kadar pahalı olmayan ama insanlar için eğlence merkezi, park, dinlence merkezi olan, kahvesini içtikleri, oyuncakların olduğu ama kendi masrafını da döndürebilecek olduğu tek katlı açık dükkanlardan oluşan bir yer yapacaktık. Her şeyi hazırdı. Projesi, yatırımcısı. Sonra pandemi ilan edildi her şey iptal oldu. Pandemi bittikten sonra da yatırımcıda aynı heyecanı göremedik. Orası benim en çok içimi yakan mevzudur. Bundan sonraki süreçte de hiçbir idareci oraya dokunamaz. Yasal olarak da bunu yapamaz. Çünkü bütün binalar tescilli, bütün ağaçlar plakalı. Bütün alan tamamıyla koruma imar planında. Yani bu ne demek? Yeni bir şey yapamazsın buraya yeni bir bina yapamazsın.”

BÜYÜKŞEHİR ADAYLIĞI

 

 

“Ankara’dan hem adaylık için güzel haberlerle geldik, hem de Antalya için müjdelerle geldik. Biz çok iş yaptık belediye olarak; parklar, kültür merkezleri, bilim merkezleri, kütüphaneler, havuzlar… Biz hayatın her alanına dokunan bir belediyenin burada modelini ortaya koyduk şimdi hedefimiz bu modeli ile bütün Antalya’ya geliştirmek. 15 sene bir demoydu. Benim Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı olmam yönündeki niyetimi herkes biliyor. Mısır’daki sağır sultan bile benim niyetimi duydu. Fakat şunu da ifade etmek istiyorum iktidar imkân demektir. İmkânın varsa dikkatli işler yaparsın. İmkânın yoksa ortaya zihnindeki o hayali icraat dökemez, gerçeğe dönüştüremezsin. Biz neden iktidar olmak istiyoruz? İmkanlarla buluşmak için. Tıpkı Kepez’de yaptığımız gibi.”

GÖREV ADAMI

“Dokuma gibi bir model Türkiye’de de dünyada da yok. Endüstriyel bir miras olarak kabul edilen bir fabrikayı hiçbir binasını yıkmadan her binasında şehrin, insanının hayatına dokunacak bir proje gerçekleştirdik. Denize kıyısı olmayan ilçede balık pazarı kurduk, balık restoranları kurduk. İnsanların modern bir yerde uyguna balık yemesini hedefledik. Orayı kurarken dükkanlardan fazla fazla kira alıp belediye bünyesine ekleyeyim diye düşünmedim orada yaptığımız şey bir kamu hizmetiydi tamamen. İktidar bu hizmetler için var işte. Biz geleceği şekillendirmek için o imkanlar istiyoruz. Bilimle, teknolojiyle, tasarımla Ar-Ge’yle, inovasyonla uğraşan bir neslin var olması için, tarımın bu ülke için, bu topraklar için en büyük değer olduğunu bilen ve tarıma toprağa verdiği emeğin karşılığını aldığı zaman alın terini sildiği zaman mutlu olmasını istediğimiz için bu işleri istiyoruz. Kültürde sanatta, ticaretten çok farklı alanlarda hayatını idame ettiren, şehre değer katan, hayatını idame ettirirken, hayatını kazanırken de aynı zamanda yaptığı o emekle, şehre değer katan bir şehri var edebilmek için. Yani ufukların efendisi bir Antalya için biz bu imkanlar istiyorum. Amacımız, hayalimiz tamamen bu. Ben bir düş kurdum ve düşüme layık olmaya çalışıyorum. Her şey yolunda giderse halkın desteğiyle, partimizin takdiriyle Antalya’nın her bir imkanını Antalya’da bugüne kadar görülmemiş bir belediyeciliği ortaya koymak. Antalya’nın o her tür değerini taşa toprağa sinmiş değerini de tabiat değerlerini de ticarete yönelik değerlerini de kültüre, sanata, felsefeye yönelik değerlerini de ortaya çıkararak Antalya’yı dünya sahnesine bambaşka bir şekilde takdim etmek için çalışacağız, gayret edeceğiz. Önümüzdeki gümlerce seçim süreci ve Antalya’ya yapılacak hizmetlerle ilgili çok güzel gelişmeler açıklayacağım.”

DİĞER ADAYLAR

“Partimizin yetkili kurul ve Cumhurbaşkanımız karar verecek. Şimdi bize düşen şey şu; ben işin o kısmıyla ilgilenmiyorum. Ben ve ekibim en güzel şekilde hazırlayarak projelerimize, programlarımız yarın öteki gün bu imkanlarla karşılaştığımız zaman o imkanları hangi hizmetlere dönüştüreceğimizi en güzel şekilde hazırlayarak bununla beraber şehrin kronik sorunlarını tanımlayarak onlara çözümler üreterek bu süreci atlatmak. Bize düşen de budur diye düşünüyorum. Ben uzunca bir süredir eğer Allah nasip kısmet ederse ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olursam şehre hangi hedefleri göstereceğiz? Şehrin değerleri neler? Bunları nasıl ihya edeceğiz? gibi sorulara çözüm üretmek için şu an bizim ekibimiz 11 aydır harıl harıl gece sabahlara kadar çalışıyor. Bunda ilk defa söylüyorum. Göreve geldiğimiz takdir de Antalya’da şu an var olan bütün sorunlara çözüm üretecek şekilde hazırız. 15 yıllık belediyecilik pratiği az bir pratiği değil. 

Biz üç defa seçime girmişiz. Üç defa proje hazırlamışız, bunu takdim etmişiz, insanlara bunu göstermişiz, insanları ikna etmişiz ve ikna etmemizin neticesinde de 34 ile başlayan 40,6 ile devam eden 50,5 ile sonuçlanmış üç tane seçim kampanyamız olmuş. Yani sürekli üzerine koyarak halktan güven tazeleyerek, daha çok insanın güvenini kazanarak, kalbini kazanarak bu süreçleri tamamlamışız. Şimdi biz bu pratiği elbette ki bir ilçe belediyesini yönetmekle büyükşehir belediyesini yönetmek farklı işlerdir. Elbette ki ilçe belediyesiyle ilgili bir kampanya hazırlamakla büyükşehir belediyesiyle ilgili bir kampanya hazırlamak farklıdır. Elbette ki orada uygulayacağınız projelerle, burada uygulayacağınız proje birbirinden farklıdır. Ama biz o farkların neler olduğunu da biliyoruz. Çünkü benim hayatımın 15 yılı başka hiçbir işi olmadan sadece bu işte geçiyor.”

 

mustafakutun

merhabaşelale.com




Bu haber 325 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SİYASET Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
YAZARLAR
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI