Tweet |
(Konyalı ve Yıldız, 2010, s. 132). Osmanlılarda tımar sahibi bir sınıf atlı askere
sipahi denilmekteydi. Ancak XVI. yüzyılda Kastamonu’nun o zaman bir kazası
olan Boyâbâd’a bağlı Espiyelü cemaatinin kayıtlara geçmesi bu adın bir
Yörük/Türkmen cemaatinin adına istinaden verilmiş olabileceğini akıllara
getirmektedir. Yine XVI. yüzyılda Esbkeşân (Atçeken Yörükleri) cemaatinin
bulunması da düşündürücüdür (Halaçoğlu, 2009, s. 796-816). Esb (اسب), Farsçada
“at” demektir. Bu ad köküne eklenen -iyye(t) eki ise Arapça sıfatların ve adların
sonuna gelerek Türkçedeki +lIk fonksiyonunda yapma (câlî) mastarlar teşkil
süren iki öküzü birbirinden ayıracak kadar hava soğuk olur” anlamında kullanılan “Kork aprilin
beşinden, öküzü ayırır eşinden” şeklinde bir atasözü bulunmaktadır. Bilindiği gibi Türkiye
Türkçesinde konak “büyük ve gösterişli ev” anlamına gelirken birçok Türk dilinde “misafir”
anlamında konak sözcüğü kullanılır.
Odaönü: 1928 yılında da Oda Önü (اوكي اوطھ) olarak kayda geçmiştir
(Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 141). Yoğunlukla Yörüklerin yaşadığı Odaönü köyü,
ilçe merkezine 25 km uzaklıktadır. Türkçe oda (
birleşimiyle oluşmuş bir yeradıdır.
Örenşehir: İlçe merkezine 25 km uzaklıktadır. 1928 yılında Merkez
nahiyesine bağlı olarak Vı
̇
̄
rān Seŋir (سكر ویران) adıyla kaydedilmiştir (Dâhiliye
Vekâleti, 1928, s. 142). Resmî kayıtlarda Viransenir adı kullanılmakla birlikte
Örenşehir adını 1940’lı yıllarda aldığı anlaşılmaktadır (İçişleri Bakanlığı, 1946,
s. 447). Kimi köylerin adlarında bulunan ören~viran adı, bu köylerin eski
uygarlıklara ait kalıntıların üzerine kurulduğuna işaret eder. Bölgede seŋir
P
14F
15
P
“iki
dağ arasındaki sırt” anlamına gelmektedir. Manavgat ile Alanya arasındaki
14 Dede Karkın adına istinaden verilmiş bir yeradı olsa gerektir.
15 Türkmen bilim insanları seŋir sözünün teŋir sözünün değiştirilmiş bir versiyonu olduğunu
düşünmektedir. Türkmencede kumlu ve dağlık yerlerdeki uzayıp giden tepelere, deniz kenarında
ise suya karşı duran böyle tepelere seŋir veya seŋŋer denilmektedir (Atanıyazov, 1970, s. 73). Bu
söz, Kazakçada сеңгір (seŋgir) biçimindedir. DLT’de ise seŋir sözüne “dağ burnu; her duvarın
kenarı” anlamı verilmiştir (Ercilasun ve Akkoyunlu, 2015, s. 494). Celâl GÖRGEÇ
Manavgat Yerleşim Yeri Adları
bölgede hükmeden Senir Beyliği’nin merkezi Örenşehir köyü idi. 1520 yılındaki
tarihî kayıtlarda Kara Seŋir adına da rastlanır (Karaca, 2009, s. 92-93). Aynı ad
DLT’de de bulunur ve “Barsgan16 yakınlarında bir yerin adı” olarak geçer
(Ercilasun ve Akkoyunlu, 2015, s. 444) Viran sözünün Farsça vı
̇ (ویران) rān
̄
sözünden gelmesi dolayısıyla Türkçe olmaması sebebiyle İçişleri Bakanlığı
tarafından adı değiştirilmiştir. Hâlbuki şehir sözü de Farsçadan dilimize girmiştir.
Taşağıl: 1928 yılında Manavgat kazasına bağlı üç nahiyesinden biri de Taş
Ağıl’dır ve kendisine bağlı on altı köy bulunan bir idarî birimdir. Bu köyleri şöyle
sıralamak mümkündür: Bereket ve Mecidiye, Beydiğin (Bekdikin), Büklice,
Perakende Aşireti, Peri ve Zeyve, Çardak, Çakış, Çolaklı Aşireti, Hocalar, Taş
Ağıl, Fettahlı Aşireti, Kara Bucak, Kızıl Dağ, Kısalar, Kepez ve Sağırin, Nikit
(Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 141). 1973 yılında kurulan Taşağıl belediyesine bağlı
mahalleler ise şunlardı: Cumhuriyet, Hacı Hatip, Mihrap, Karaevli,17 Yörük
Bekirler (MATAB, 2004, s. 297). Taşra sözcüğünde de görüldüğü üzere taş
sözcüğünün “dış; uzak” gibi anlamları bulunmaktadır. Taş “dış” sözcüğüyle
küçükbaş hayvancılık yapıldığının bir göstergesi olarak ağıl18 sözcüklerinin
birleşimiyle oluşan bu yeradı “dış ağıl” anlamına gelmektedir. Konya’nın
Seydişehir ilçesinde de aynı adlı bir yerleşim yeri bulunmaktadır. Seydişehir köy
adları üzerine yapılan bir çalışmada bu köyün, merkezdekiler tarafından ağıl
olarak kullanıldığı düşüncesi dile getirilmiştir (Durgunay, 2018, s. 91). Ancak
Antalya Halkevi Dergisi Türk Akdeniz’de çıkan bir yazıda Taşağıl adının
oluşumu şu şekilde açıklanır: “Taşağıl kelimesi (Taş Ahır) kelimesinden galattır.
80-90 yıl önce Sarı Bekir uşaklarından Bekir Mehmet Ali Çavuş, Hacı Halil ve
daha sonra Hacı Hatipler buraya çit yerine taştan bir ağıl yapmışlardı. Onun
için köyün adına (Taş Ahır) denilmişti. Sonradan (Taşağıl) denilmeğe
başlanmıştır.” (Erten, 1938, s. 10). Durgunay’ın fikrine dayanırsak Taşağıl
yerleşim yerinin adı, leksik-semantik sınıflandırmada hem “doğrultu gösteren
yeradları”na hem de “yapı adlarına bağlı yeradları”na dâhil edilebilir.
Ulukapı: Manavgat merkezinde yer alan bir köydür ve ilçe merkezine 3 km
uzaklıktadır. Ulukapı’ya bağlı olup Sülekli Yörüklerinin yaşadığı bir yerleşim
yeri olan Sülek mahallesi de bulunmaktadır. Ayrıca, Manavgat'ta aynı isme sahip
başka bir köy de bulunmaktadır. 1928 yılında Merkez nahiyesine bağlı olarak
Kirten adıyla kaydedilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Kirten adının
1940’lı yıllarda Ulukapı olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır (İçişleri Bakanlığı,
1946, s. 535). Türkçe ulu ve kapı (
yeradıdır.
16 Afrâsiyab’ın oğlu Barsgan’ın kurduğu kasabanın adı (Ercilasun ve Akkoyunlu, 2015, s. 575).
17 Kara Evliler köyü, 1928 yılında Serik Merkez nahiyesine bağlıdır (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s.
132).
18 Başkurtça, Kazakça, Tatarca gibi birçok Kıpçak grubu Türk dilinde “köy” anlamında “awıl”
sözünün kullanıldığını belirtmek gerekir.TDİD | Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi 23 / 2, 2023
https://tdid.ege.edu.tr/
Uzunkale: Türkiye’de Meskûn Yerler Kılavuzu’na göre Uzunkale, 1946
yılında Hacıobası köyüne bağlı bir mahalle idi (İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 1094).
Bu köy, ilçe merkezine yaklaşık 25 km uzaklıktadır ve adını içerisinde bulunan
tarihî yapıdan almaktadır. 2004 yılında Hacıobası köyünün bir mahallesi iken
ayrılarak bağımsız bir köy hâline gelmiştir. Ayrıca, bu bölge Hacıisalı
Yörüklerinin yoğun olarak yaşadığı bir alan olarak bilinmektedir. Türkçe uzun ve
Arapça ḳalʿa sözcüklerinin birleşimiyle oluşmuş bir yeradıdır.
Yukarıhisar: İlçenin merkez mahallelerindendir. Bu yerleşim yeri adı,
yukarı doğrultu gösteren sıfat ve hisar yapı adının birleşimiyle oluşmuştur.
Sınıflandırma yapılırken hem “doğrultu gösteren yeradları” hem “yapı adlarına
bağlı yeradlar”ı hem de “son dönem yeradları”na dâhil etmek mümkündür.
1.1.7. Coğrafî Ögenin İç Özelliğine Dayalı Yeradları
Yeniköy: Şişeler köyünden ayrılarak kurulan bir yerleşim yeridir.
Manavgat’a yaklaşık 10 km uzaklıkta bulunmaktadır. Türkçe yeŋi ve Farsça kūy
(كوى) sözcüklerinin birleşimiyle oluşmuş bir yeradıdır.
1.1.8. Benzetmeye Dayalı Yeradları
Altınkaya: Bazı yerleşim yeri adlarının bölgede maden ya da madencilik
faaliyeti bulunmasa da bu türden adlar alabileceği görülmektedir. Özellikle son
dönemde verilen yeradlarında görülen bir özelliktir. Eski adı Zerk olan Altınkaya,
Köprülü Kanyon Millî Parkı sınırlarındadır ve Selge Antik Kenti’nin üzerine
kurulu olduğu için bu yerleşim yeri, I. Derece Kültürel Sit Alanıdır. 1928 yılında
Serik Merkez nahiyesine bağlı olarak Zerk (زرك -Zérék) adıyla kaydedilmiştir
(Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 131). Bu şehir, tarihçi Strabon’a göre MÖ II. bin yılın
sonuna doğru Dor göçleri esnasında kurulmuştur. Selge şehri, antik Pisidia
bölgesinde paranın basıldığı ilk şehir olmuştur.
P
18F
19
P
Manavgat ilçe merkezine 77 km
uzaklıkta bulunan bu yerleşim yerinin eski adının, Antik Selge adının Serk ve
oradan da Zerk biçiminde gelişimiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. 1968
yılında köyün eski adı Zerköy, yeni adı ise Altınkaya olarak gösterilmiştir (İçişleri
Bakanlığı, 1968, s. 39).
Gebece: Manavgat’a yaklaşık 28 km uzaklıkta bulunur ve Toros dağlarının
yamaçlarına kurulmuştur. Bu köyde Mahrumçalı ve Karaaliler mahalleleri de yer
almaktadır (Şimşek, 2013, s. 87). Bu köy genel olarak Manav yerleşmesi olarak
bilinmektedir. 1928 yılında Merkez nahiyesine bağlı olarak Kebece (Kébédjé)
adıyla kaydedilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). TMYK’de Cırıklı ve
Hocalı adında mahalleleri olduğu görülmektedir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 209-
512). Gebece köyünün XVI. yüzyılda ‘Alā’iye kazasına bağlı olduğu
görülmektedir (Özkılınç ve ark., 1995, s. 155). Türkçe gebe sözcüğüne +ce ekinin
koşulmasıyla oluşturulmuş bir yeradıdır.
19 14 Şubat 2020’de http://koprulukanyon.tabiat.gov.tr/ adresinden edinilmiştir.Celâl GÖRGEÇ
Manavgat Yerleşim Yeri Adları
Gültepe: Hatipler köyünün Yediyar mevkiinde kurulan Gültepe, kısmen
Alevi (Tahtacı) yerleşmesidir. Söz konusu köy, ilçe merkezine yaklaşık 7 km
uzaklıktadır. Farsça gul (گل) ve Türkçe tepe sözcüklerinin birleşimiyle
oluşturulmuş bir son dönem yeradıdır.
Salkımevler: Manavgat’ın merkez mahallelerindendir. Türkçe kökenli
salkım ile ev sözlerinin birleşimiyle ve ev sözüne +ler çokluk eki getirilerek
oluşturulmuş bir yeradıdır. Yüksek apartmanların çokluğundan dolayı bir
benzetmeyle ad verilmiştir. Aynı zamanda sınıflandırma yaparken son dönem
yeradlarına dâhil edilebilir.
1.1.9. Topotoponimler (Yeradlı Yeradları)
1.1.9.1. Orunadlı Yeradları (Oykotoponimler)
Yalçıdibi: 1928’de Manavgat Merkez nahiyesine bağlı olarak günümüzdeki
adıyla kayda geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Yörük ve Manav
yerleşimidir. İlçe merkezine 29 km uzaklıktaki Yalçıdibi’nin adının eteklerine
kurulduğu Yalçı Tepesi’nden geldiği belirtilmektedir. Aynı zamanda yörede yalçı
“dağ eteği” anlamına gelir. Köyün adı, bir dağ/tepe adına dayalı ortaya çıktığı
için bu yeradı bir başka toponimden kaynaklanmaktadır. Bu durumda söz konusu
yeradını topotoponim (yeradlı yeradı) olarak değerlendirmek gerekir.
1.1.9.2. Su Adlı Yeradları (Hidrotoponimler)
Çağlayan: Manavgat’ın merkez mahallelerindendir. Coğrafî bir terim olan
ve “Bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer, küçük
şelale” anlamındaki çağlayan sözü toponimleşmiştir. Manavgat Şelalesi’ne
Manavgat Çağlayanı da denilmesi ve mahallenin çağlayana yakın olması
sebebiyle bu ad verilmiştir. “Son dönem yeradları”na dâhil etmek de
mümkündür.
Çayyazı: Halk arasında Ummaz olarak da bilinen Çayyazı köyü, 1928’de
Manavgat Merkez nahiyesine bağlı olarak Hummaz (Hommase) adıyla kayda
geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 141). Hummaz olarak bilinen köyün adı,
1946 kayıtlarında Çayyazı olarak değiştirilmiştir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s.
131). Irmağa yakın olmasından dolayı bu adı almıştır. İlçe merkezine yaklaşık 3
km uzaklıkta bulunan köyün eski adı olan Hummaz hakkında şöyle bir rivayet
bulunmaktadır: 4.BÖLÜM
mustafakutun