Bugun...



3.BÖLÜM/MANAVGAT’LI TÜRK DİLİ BİLİM UZMANI CELAL GÖRGEÇ’TEN “MANAVGAT” İNCELEMESİ ...

Manavgatın yetiştirdiği önemli,değerli bilim insanlarından Türk dili bilim uzmanı Celal Görgeç memleketi Manavgat ile ilgili araştırmalarının sonuçlarını yayımladı.

facebook-paylas
Güncelleme: 07-01-2024 04:18:55 Tarih: 07-01-2024 02:02

3.BÖLÜM/MANAVGAT’LI TÜRK DİLİ BİLİM UZMANI CELAL GÖRGEÇ’TEN “MANAVGAT” İNCELEMESİ ...

Bir halk etimolojisi

örneği olarak sunulan Türkçe kökenli aşırı avlanmaya karşı “ava son!”

söyleminden çıkması ise pek muhtemel değildir. Yaylaalan (

ise, her ikisi de bir coğrafî yapıyı gösteren iki addan oluşan birleşik bir addır.

1.1.3. Renk Adlarıyla Kurulan Yeradları

Renklerin yeradlarında kullanılmasının öncelikli sebebi elbette ki yerleşim

yerinin fiziksel özellikleridir (Akar, 2006, s. 52). Manavgat yeradlarında bulunan

renkler kullanım sıklığına göre sırasıyla kara (6 yerde), kızıl (3 yerde), boz (2 TDİD | Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi 23 / 2, 2023

https://tdid.ege.edu.tr/

yerde), ak (1 yerde), sarı (1 yerde), yeşil (1 yerde)’dir.9 Renk adlarıyla kurulan

yeradlarında siyah, kırmızı gibi alıntı renk adları yerine tamamen Türkçe adların

kullanılması dikkat çekicidir. Renk adları sıfat tamlaması kurar ve daima

tamlayan görevindedir (Akar, 2006, s. 52). Tamlanan durumundaki ögeler ise

genellikle yeryüzü şekilleri ve bitki adlarıdır. Diğer birçok dünya dilinde olduğu

gibi Türk dili ve ağızlarında da renklerin bir semantiği bulunmaktadır. Renk

adlarıyla coğrafî yönler arasında bir bağlantı kurmak mümkündür. Ancak

Türklerde renk temelindeki coğrafî yönlerin, etkin olarak artık kullanılmadığını

belirtmek gerekir (Kononov, 2012, s. 187). Kononov’un araştırmasına göre

Türklerde kara renk kuzeyi, ak ve sarı renk batıyı, gök renk doğuyu temsil eder.

Kononov, Türklerde kızıl rengin yön belirtmediğini söylese de kızıl rengin güney

anlamını taşıdığını belirten çalışmalar da bulunmaktadır (Gabain, 1968, s. 109).

Bu çalışmalarda sarı rengin ise ortayı, merkezi temsil ettiği belirtilmektedir.

Manavgat yeradlarında bu yapıya uygun yerleşim yerleri bulunsa da

adlandırmaların daha çok fiziksel özelliklere bağlı olduğu görülür.

Aksaz: 1475’te Alâiye’ye bağlı bir nahiye olan Aksaz (آقساز), günümüzde

Manavgat’a bağlı bir köydür (Sezen, 2017, s. 24). 1928 yılında Merkez

nahiyesine bağlı olarak Aksaz Espiyeler adıyla kaydedilmiştir (Dâhiliye Vekâleti,

1928, s. 141). İlçe merkezinin 9 km doğusundadır. Bir renk adı (ak) ve bir bitki

adının (saz) birleşmesiyle oluşmuştur. Bu hâliyle fitotoponim olarak da

değerlendirilebilir.

Boztepe: 1928’de Manavgat Merkez nahiyesine bağlı olarak Boz Tepe adıyla

kayda geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 141). İlçe merkezine 23 km

uzaklıktaki Boztepe köyünün XVI. yüzyılda Boz-depe adıyla ‘Alā’iye kazasına

bağlı olduğu görülmektedir (Özkılınç ve ark., 1995, s. 155).

Bozyaka: Beşkonak’a bağlı bir mahalledir. Bozyaka, 1878’de nahiye

merkezi olmuştur (Sezen, 2017, s. 132). 1928’de Manavgat Beş Konak nahiyesine

bağlı olarak Boz Yaka adıyla kayda geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142).

TMYK’de Bozlar, Çay, Dumanlı, Köylüler ve Yarış adında mahalleleri olduğu

görülmektedir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 174-245-339; İçişleri Bakanlığı, 1947,

s. 749-1122). İlçe merkezine 57 km uzaklıktaki Bozyaka aynı zamanda bucak

merkezi idi. Bu köyün adının halk arasında Bozlar biçiminde geçmesi, Bozyaka

adının toprağın renginden dolayı değil de boy adıyla da ilişkilendirilmesini

mümkün kılmaktadır. Böylelikle Bozyaka “Boz aşiretine mensup kişilerin

oturduğu yaka/taraf” anlamını kazanır. Halaçoğlu’na göre de XV ila XVII.

yüzyıllar arasında Boz adına sahip birçok Türkmen aşireti Akdeniz bölgesinde

yaşamıştır (Halaçoğlu, 2009, s. 375-398). Bozyaka adının etnotoponim olarak

değerlendirilmesi mümkündür.

9 Yapısında renk adı bulunan kimi yeradları asıl ismin niteliğine göre farklı başlıklar altında

sınıflandırılmıştır.Celâl GÖRGEÇ

Manavgat Yerleşim Yeri Adları

Çaltepe: Çal sözü “taşlık yer, çıplak tepe” anlamına gelir (DS-II, 2019, s.

1046). Türkçe çal ve tepe sözcüklerinin birleşimiyle oluşturulmuş bir yeradıdır.

Anadolu’daki yeradlarında sıkça karşılaşılan çal coğrafî terimi, çal “boz renk, kül

rengi” adıyla ilgilidir. Anılan coğrafî terimin karşılığı olan taşlık, çıplak yerlerin

boz, kırçıl görünümü bu şekilde bir anlam gelişmesine yol açmıştır (Şahin, 2015b,

s. 51). Köyün bir bölümü, Köprülü Kanyon Millî Parkı sınırlarında yer

almaktadır. 1928’de Manavgat Beş Konak nahiyesine bağlı olarak Bolasan adıyla

kayda geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Hâlen halk arasında

kullanılmaya devam eden bu ad, muhtemelen yöredeki Türk hâkimiyetinden önce

kullanılan adın Türkçeleşmiş biçimidir. Saha araştırmasında bu adı günümüzde

Kırgızistan sınırları içerisinde yer alan ve Dîvânü Lugât’it-Türk’te bulunan

haritada dünyanın merkezinde olarak gösterilen Balasagun (Ercilasun ve

Akkoyunlu, 2015) şehriyle eşleştiren bir görüşe de rastlanmaktadır. 1946

yılındaki resmî kayıtlarda Bolasan adının yanı sıra Çaltepe adının da kullanıldığı,

Sulu ve Tol adında iki mahallesi olduğu görülmektedir (İçişleri Bakanlığı, 1946,

s. 127; İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 997-1069). 1968 yılında köyün eski adı

Bolasan, yeni adı ise Çaltepe olarak gösterilmiştir (İçişleri Bakanlığı, 1968, s.

124).

Karabucak: 1928’de Manavgat Taş Ağıl nahiyesine bağlı olarak Kara Bucak

adıyla kayda geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). İlçe merkezine 65 km

uzaklıktaki Karabucak’ın anlatılanlara göre eski adı, Şehirbucak iken bölgede

yaşanan büyük bir yangının ardından Karabucak adını almıştır.

Karabük: Köprülü Kanyon Millî Parkı sınırlarında bulunan bu yerleşim

yerinin adı, bir renk adı olan kara ve coğrafî bir terim olan bük “akarsu

kıyılarındaki verimli tarlalar” sözcüklerinin birleşimiyle oluşmuştur. 1928’de

Manavgat Beş Konak nahiyesine bağlı olarak Karabük adıyla kayda geçirilmiştir

(Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). TMYK’de Bövet, Camili, Güller ve Pelitdibi

adında mahalleleri olduğu görülmektedir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 177-198-

433; İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 906). Manavgat’a 50 km uzaklıktadır.

Karakaya: 1928 yılında Merkez nahiyesine bağlı olarak Kara Kaya adıyla

kaydedilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Manavgat’a 30 km uzaklıkta

bulunan Karakaya köyünün adı etrafını çevreleyen büyük kayalıklardan almıştır.

Karaöz: 1928 yılında Merkez nahiyesine bağlı olarak Kara Öz adıyla

kaydedilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Karaöz köyünün XVI. yüzyılda

‘Alā’iye kazasına bağlı olduğu görülmektedir (Özkılınç ve ark., 1995, s. 156). İlçe

merkezine 9 km uzaklıktadır. Bu yeradı, Sarı (2016) tarafından ‘sularla ilgili bir

yerleşme adı’ olarak değerlendirilmiştir (s. 347).

Kızıldağ: 1928’de Manavgat Taş Ağıl nahiyesine bağlı olarak Kızıl Dağ

adıyla kayda geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). TMYK’de Çaldağı,

Çorak ve Gövü adında mahalleleri olduğu görülmektedir (İçişleri Bakanlığı,

1946, s. 226-273-427). Yörükān-i Kızıl-dağ adlandırmasıyla XVI. yüzyıl resmî TDİD | Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi 23 / 2, 2023

https://tdid.ege.edu.tr/

 

belgelerinde adına rastlanır (Özkılınç ve ark., 1995, s. 157). İlçe merkezine 60

km uzaklıktadır.

Yeşilbağ: Esasen bağadı (agronim) özelliği gösteren bu ad, mahalle (köy)

adına dönüşmüştür. Yeşilbağ köyünün eski adı olan Kızılcaköy’ü XVI. yüzyıl

resmî belgelerinde tespit etmek mümkündür (Özkılınç ve ark., 1995, s. 156).

1928’de Manavgat Beş Konak nahiyesine bağlı olarak Kızılca adıyla kayda

geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Kızılcaköy adı 1940’lı yıllarda

Yeşilbağ olarak değiştirilmiştir ve Ekizpınar adında mahallesi bulunmaktadır

(İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 352-577). Kızılca etnotoponim olmalıdır.

Muhtemelen kızıl sözcüğünün politik çağrışımları, yeradının kızıldan yeşile

döndürülmesinde etkili olmuştur. Yapılan bu ad değişiklikleri, renk adlarıyla

coğrafî yönler arasında bir bağlantı kurmayı da zorlaştırmaktadır. Esasen de bu

yerleşim yeri Akdeniz ya da Manavgat’a göre kuzeyde yer alsa da daha kuzeyde

yer alan bir yaylaya çıkma ihtimali bulunan yerel halkına göre yaylanın

güneyinde olacağı için güney=kızıl koşutluğunu nispeten sağlamaktadır. Ancak

bunu söyleyebilmek için merkez olarak nerenin kabul edildiğini tespit etmek

gerekir. Yeşilbağ adı, herhangi bir ad veriliş geleneğine dayanmadığından

tasnifteki yeri de sıkıntılıdır.

1.1.4. Sayı Adlarıyla Kurulan Yeradları

Beşkonak: Akyaka, Bozyaka, Karabük, Kurşunca, Pelitdibi mahallelerinin

ortak adıdır (Nişanyan, 2022). Beşkonak, eski kaynaklardaki adlandırmayla

Bozyaka, 1878-1880 yılları arasında Konya vilâyeti altında Serik’e bağlı iken,

1881-1912 yılları arasında yine nahiye olarak ve Konya vilâyeti altında

Antalya’ya bağlanmıştır. 21 Nisan 1914 Kanun-ı Muvakkat ile nahiye merkezi

olmuş ve Teke müstakil sancağı altında Manavgat’a bağlanmıştır. 1924 yılında

da nahiye özelliğini devam ettirerek Manavgat kazasında yer almıştır (Sezen,

2017, s. 112). 1928 yılında bir idarî bölge olarak Beş Konak Nahiyesine

Burmahan, Boz Yaka, Bolasan, Değirmen Özi, Duz Ağacı, Tazı, Kara Bük, Kara

Dut, Kızılca adlarındaki dokuz köy bağlıydı (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Bu

yerleşim yeri, 1973 yılında millî park ilan edilen Köprülü Kanyon Millî Parkı’nın

sınırları içinde bulunur ve Köprülü Kanyon’a olan mesafesi ise 9 kilometredir.

Türkçe beş sayısı ve konak adının birleşimiyle oluşmuş bir yeradıdır.10

10 Beşkonak sözü, Kazakçada da yer alır ve bėsqonaq (бесқонақ) biçimindedir. Eskiden kullanılan

Kazak halk takviminde yıl aylarının dışında kalan beş gün için kullanılan bir sözdür. Bununla

birlikte genellikle nisan (säwir) ayında havanın bozulduğu, bir nevi kışın geri döndüğü yaklaşık 5-

10 günlük fırtınalı, yağmurlu zamana da bėsqonaq denir. Bu ikinci anlamıyla Başkurtçada biş

qunaq (биш ҡунаҡ) olarak geçer. Adlandırmada o kötü havalarda gelen beş misafir üzerine anlatılan

efsane de etkili olmuştur. Hem Kazak hem de Başkurtlarda olan bu efsaneye göre beş arkadaş

evlerine dönerken ince giysiler giymişti ve yolları bozkırlardan geçiyordu. Anlatılanlara göre dönüş

yolunda aniden kuvvetli bir rüzgâr esti, kar yağdı. Kötü hava 5 gün sürdü ve her gün bu beş

arkadaştan biri donarak öldü. O zamandan beri, nisan ayında keskin bir soğukluk getiren kuvvetli

kuzeydoğu rüzgarına “Beş Konak” adı verildi. Türkiye Türklerinde de “nisan ayının beşinde çift Celâl GÖRGEÇ

Manavgat Yerleşim Yeri Adları

Kırkkavak: Manavgat ilçe merkezinden 96 km uzaklıkta bulunan Kırkkavak,

adını bölgedeki kavak ağaçlarının çokluğundan almaktadır. Bu birleşik ad, kırk

sayı sıfatı ve kavak bitki adıyla oluşmuştur. TMYK’de Kırkkavak’ın 1940’lı

yıllarda Beşkonak bucağına bağlı Düzağaç köyünün bir mahallesi olduğu

görülmektedir (İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 688).

1.1.5. Bitki Adlı Yeradları (Fitotoponimler)

1.1.5.1. Yabanî ve Ziraî Bitki Adlı Yer Adları

Cevizler: 1946 yılı kayıtlarına göre Merkez bucağına bağlı bir köy olarak

görünmektedir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 117). Manavgat ilçesine 10 km

uzaklıktadır. Halk arasında Cezler adıyla da bilinir. Farsçadaki gevz sözü

Arapçaya cevz olarak geçer (Ayverdi, 2010, s. 194) ve Arapçadan alınan bu

sözcüğün üstüne Türkçe çokluk eki +ler getirilerek bu yerleşim yerinin adı

oluşturulur.

Çamlıtepe: 1928’de Manavgat Merkez nahiyesine bağlı olarak Namras

(نامراص) adıyla kayda geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Beş yıl

sonraki Namaz adıyla kaydedilen köy de Çamlıtepe olmalıdır (Dâhiliye Vekâleti,

1933, s. 167). Namras ya da İğdeli olarak bilinen köyün adı 1946 kayıtlarında

Çamlıtepe olarak değiştirilmiştir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 131). 1968 yılındaki

kayıtlarda köyün eski adı Namras, yeni adı ise Çamlıtepe olarak gösterilmiştir

(İçişleri Bakanlığı, 1968, s. 128). İlçe merkezine 38 km uzaklıkta bulunan

Çamlıtepe köyünün adı, Arapça şemʿ “mum”> şam

P

10F

11

P

sözcüğüne Türkçe +lI

ekiyle tepe sözcüğünün eklenmesiyle oluşturulmuştur.

Doğançam: Bu köy, ilçe merkezinin 8 km doğusundadır. Herhangi bir ad

veriliş geleneğine uymayan bu yeradının bünyesinde bulunan “çam” adından

dolayı fitotoponim olarak kabul edilmiştir. Eski adı Esbiyeler (~Espiyeler) olan

bu köyün adı, 1940’lı yıllarda Doğançam olarak değiştirilmiştir (İçişleri

Bakanlığı, 1946, s. 190). Espiyeler adının Sipahiler’den geldiği düşünülmektedir

3.BÖLÜM--mustafakutun




Bu haber 203 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÜLTÜR-SANAT Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
YAZARLAR
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI