Tweet |
Bir halk etimolojisi
örneği olarak sunulan Türkçe kökenli aşırı avlanmaya karşı “ava son!”
söyleminden çıkması ise pek muhtemel değildir. Yaylaalan (
ise, her ikisi de bir coğrafî yapıyı gösteren iki addan oluşan birleşik bir addır.
1.1.3. Renk Adlarıyla Kurulan Yeradları
Renklerin yeradlarında kullanılmasının öncelikli sebebi elbette ki yerleşim
yerinin fiziksel özellikleridir (Akar, 2006, s. 52). Manavgat yeradlarında bulunan
renkler kullanım sıklığına göre sırasıyla kara (6 yerde), kızıl (3 yerde), boz (2 TDİD | Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi 23 / 2, 2023
https://tdid.ege.edu.tr/
yerde), ak (1 yerde), sarı (1 yerde), yeşil (1 yerde)’dir.9 Renk adlarıyla kurulan
yeradlarında siyah, kırmızı gibi alıntı renk adları yerine tamamen Türkçe adların
kullanılması dikkat çekicidir. Renk adları sıfat tamlaması kurar ve daima
tamlayan görevindedir (Akar, 2006, s. 52). Tamlanan durumundaki ögeler ise
genellikle yeryüzü şekilleri ve bitki adlarıdır. Diğer birçok dünya dilinde olduğu
gibi Türk dili ve ağızlarında da renklerin bir semantiği bulunmaktadır. Renk
adlarıyla coğrafî yönler arasında bir bağlantı kurmak mümkündür. Ancak
Türklerde renk temelindeki coğrafî yönlerin, etkin olarak artık kullanılmadığını
belirtmek gerekir (Kononov, 2012, s. 187). Kononov’un araştırmasına göre
Türklerde kara renk kuzeyi, ak ve sarı renk batıyı, gök renk doğuyu temsil eder.
Kononov, Türklerde kızıl rengin yön belirtmediğini söylese de kızıl rengin güney
anlamını taşıdığını belirten çalışmalar da bulunmaktadır (Gabain, 1968, s. 109).
Bu çalışmalarda sarı rengin ise ortayı, merkezi temsil ettiği belirtilmektedir.
Manavgat yeradlarında bu yapıya uygun yerleşim yerleri bulunsa da
adlandırmaların daha çok fiziksel özelliklere bağlı olduğu görülür.
Aksaz: 1475’te Alâiye’ye bağlı bir nahiye olan Aksaz (آقساز), günümüzde
Manavgat’a bağlı bir köydür (Sezen, 2017, s. 24). 1928 yılında Merkez
nahiyesine bağlı olarak Aksaz Espiyeler adıyla kaydedilmiştir (Dâhiliye Vekâleti,
1928, s. 141). İlçe merkezinin 9 km doğusundadır. Bir renk adı (ak) ve bir bitki
adının (saz) birleşmesiyle oluşmuştur. Bu hâliyle fitotoponim olarak da
değerlendirilebilir.
Boztepe: 1928’de Manavgat Merkez nahiyesine bağlı olarak Boz Tepe adıyla
kayda geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 141). İlçe merkezine 23 km
uzaklıktaki Boztepe köyünün XVI. yüzyılda Boz-depe adıyla ‘Alā’iye kazasına
bağlı olduğu görülmektedir (Özkılınç ve ark., 1995, s. 155).
Bozyaka: Beşkonak’a bağlı bir mahalledir. Bozyaka, 1878’de nahiye
merkezi olmuştur (Sezen, 2017, s. 132). 1928’de Manavgat Beş Konak nahiyesine
bağlı olarak Boz Yaka adıyla kayda geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142).
TMYK’de Bozlar, Çay, Dumanlı, Köylüler ve Yarış adında mahalleleri olduğu
görülmektedir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 174-245-339; İçişleri Bakanlığı, 1947,
s. 749-1122). İlçe merkezine 57 km uzaklıktaki Bozyaka aynı zamanda bucak
merkezi idi. Bu köyün adının halk arasında Bozlar biçiminde geçmesi, Bozyaka
adının toprağın renginden dolayı değil de boy adıyla da ilişkilendirilmesini
mümkün kılmaktadır. Böylelikle Bozyaka “Boz aşiretine mensup kişilerin
oturduğu yaka/taraf” anlamını kazanır. Halaçoğlu’na göre de XV ila XVII.
yüzyıllar arasında Boz adına sahip birçok Türkmen aşireti Akdeniz bölgesinde
yaşamıştır (Halaçoğlu, 2009, s. 375-398). Bozyaka adının etnotoponim olarak
değerlendirilmesi mümkündür.
9 Yapısında renk adı bulunan kimi yeradları asıl ismin niteliğine göre farklı başlıklar altında
sınıflandırılmıştır.Celâl GÖRGEÇ
Manavgat Yerleşim Yeri Adları
Çaltepe: Çal sözü “taşlık yer, çıplak tepe” anlamına gelir (DS-II, 2019, s.
1046). Türkçe çal ve tepe sözcüklerinin birleşimiyle oluşturulmuş bir yeradıdır.
Anadolu’daki yeradlarında sıkça karşılaşılan çal coğrafî terimi, çal “boz renk, kül
rengi” adıyla ilgilidir. Anılan coğrafî terimin karşılığı olan taşlık, çıplak yerlerin
boz, kırçıl görünümü bu şekilde bir anlam gelişmesine yol açmıştır (Şahin, 2015b,
s. 51). Köyün bir bölümü, Köprülü Kanyon Millî Parkı sınırlarında yer
almaktadır. 1928’de Manavgat Beş Konak nahiyesine bağlı olarak Bolasan adıyla
kayda geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Hâlen halk arasında
kullanılmaya devam eden bu ad, muhtemelen yöredeki Türk hâkimiyetinden önce
kullanılan adın Türkçeleşmiş biçimidir. Saha araştırmasında bu adı günümüzde
Kırgızistan sınırları içerisinde yer alan ve Dîvânü Lugât’it-Türk’te bulunan
haritada dünyanın merkezinde olarak gösterilen Balasagun (Ercilasun ve
Akkoyunlu, 2015) şehriyle eşleştiren bir görüşe de rastlanmaktadır. 1946
yılındaki resmî kayıtlarda Bolasan adının yanı sıra Çaltepe adının da kullanıldığı,
Sulu ve Tol adında iki mahallesi olduğu görülmektedir (İçişleri Bakanlığı, 1946,
s. 127; İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 997-1069). 1968 yılında köyün eski adı
Bolasan, yeni adı ise Çaltepe olarak gösterilmiştir (İçişleri Bakanlığı, 1968, s.
124).
Karabucak: 1928’de Manavgat Taş Ağıl nahiyesine bağlı olarak Kara Bucak
adıyla kayda geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). İlçe merkezine 65 km
uzaklıktaki Karabucak’ın anlatılanlara göre eski adı, Şehirbucak iken bölgede
yaşanan büyük bir yangının ardından Karabucak adını almıştır.
Karabük: Köprülü Kanyon Millî Parkı sınırlarında bulunan bu yerleşim
yerinin adı, bir renk adı olan kara ve coğrafî bir terim olan bük “akarsu
kıyılarındaki verimli tarlalar” sözcüklerinin birleşimiyle oluşmuştur. 1928’de
Manavgat Beş Konak nahiyesine bağlı olarak Karabük adıyla kayda geçirilmiştir
(Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). TMYK’de Bövet, Camili, Güller ve Pelitdibi
adında mahalleleri olduğu görülmektedir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 177-198-
433; İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 906). Manavgat’a 50 km uzaklıktadır.
Karakaya: 1928 yılında Merkez nahiyesine bağlı olarak Kara Kaya adıyla
kaydedilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Manavgat’a 30 km uzaklıkta
bulunan Karakaya köyünün adı etrafını çevreleyen büyük kayalıklardan almıştır.
Karaöz: 1928 yılında Merkez nahiyesine bağlı olarak Kara Öz adıyla
kaydedilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Karaöz köyünün XVI. yüzyılda
‘Alā’iye kazasına bağlı olduğu görülmektedir (Özkılınç ve ark., 1995, s. 156). İlçe
merkezine 9 km uzaklıktadır. Bu yeradı, Sarı (2016) tarafından ‘sularla ilgili bir
yerleşme adı’ olarak değerlendirilmiştir (s. 347).
Kızıldağ: 1928’de Manavgat Taş Ağıl nahiyesine bağlı olarak Kızıl Dağ
adıyla kayda geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). TMYK’de Çaldağı,
Çorak ve Gövü adında mahalleleri olduğu görülmektedir (İçişleri Bakanlığı,
1946, s. 226-273-427). Yörükān-i Kızıl-dağ adlandırmasıyla XVI. yüzyıl resmî TDİD | Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi 23 / 2, 2023
https://tdid.ege.edu.tr/
belgelerinde adına rastlanır (Özkılınç ve ark., 1995, s. 157). İlçe merkezine 60
km uzaklıktadır.
Yeşilbağ: Esasen bağadı (agronim) özelliği gösteren bu ad, mahalle (köy)
adına dönüşmüştür. Yeşilbağ köyünün eski adı olan Kızılcaköy’ü XVI. yüzyıl
resmî belgelerinde tespit etmek mümkündür (Özkılınç ve ark., 1995, s. 156).
1928’de Manavgat Beş Konak nahiyesine bağlı olarak Kızılca adıyla kayda
geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Kızılcaköy adı 1940’lı yıllarda
Yeşilbağ olarak değiştirilmiştir ve Ekizpınar adında mahallesi bulunmaktadır
(İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 352-577). Kızılca etnotoponim olmalıdır.
Muhtemelen kızıl sözcüğünün politik çağrışımları, yeradının kızıldan yeşile
döndürülmesinde etkili olmuştur. Yapılan bu ad değişiklikleri, renk adlarıyla
coğrafî yönler arasında bir bağlantı kurmayı da zorlaştırmaktadır. Esasen de bu
yerleşim yeri Akdeniz ya da Manavgat’a göre kuzeyde yer alsa da daha kuzeyde
yer alan bir yaylaya çıkma ihtimali bulunan yerel halkına göre yaylanın
güneyinde olacağı için güney=kızıl koşutluğunu nispeten sağlamaktadır. Ancak
bunu söyleyebilmek için merkez olarak nerenin kabul edildiğini tespit etmek
gerekir. Yeşilbağ adı, herhangi bir ad veriliş geleneğine dayanmadığından
tasnifteki yeri de sıkıntılıdır.
1.1.4. Sayı Adlarıyla Kurulan Yeradları
Beşkonak: Akyaka, Bozyaka, Karabük, Kurşunca, Pelitdibi mahallelerinin
ortak adıdır (Nişanyan, 2022). Beşkonak, eski kaynaklardaki adlandırmayla
Bozyaka, 1878-1880 yılları arasında Konya vilâyeti altında Serik’e bağlı iken,
1881-1912 yılları arasında yine nahiye olarak ve Konya vilâyeti altında
Antalya’ya bağlanmıştır. 21 Nisan 1914 Kanun-ı Muvakkat ile nahiye merkezi
olmuş ve Teke müstakil sancağı altında Manavgat’a bağlanmıştır. 1924 yılında
da nahiye özelliğini devam ettirerek Manavgat kazasında yer almıştır (Sezen,
2017, s. 112). 1928 yılında bir idarî bölge olarak Beş Konak Nahiyesine
Burmahan, Boz Yaka, Bolasan, Değirmen Özi, Duz Ağacı, Tazı, Kara Bük, Kara
Dut, Kızılca adlarındaki dokuz köy bağlıydı (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Bu
yerleşim yeri, 1973 yılında millî park ilan edilen Köprülü Kanyon Millî Parkı’nın
sınırları içinde bulunur ve Köprülü Kanyon’a olan mesafesi ise 9 kilometredir.
Türkçe beş sayısı ve konak adının birleşimiyle oluşmuş bir yeradıdır.10
10 Beşkonak sözü, Kazakçada da yer alır ve bėsqonaq (бесқонақ) biçimindedir. Eskiden kullanılan
Kazak halk takviminde yıl aylarının dışında kalan beş gün için kullanılan bir sözdür. Bununla
birlikte genellikle nisan (säwir) ayında havanın bozulduğu, bir nevi kışın geri döndüğü yaklaşık 5-
10 günlük fırtınalı, yağmurlu zamana da bėsqonaq denir. Bu ikinci anlamıyla Başkurtçada biş
qunaq (биш ҡунаҡ) olarak geçer. Adlandırmada o kötü havalarda gelen beş misafir üzerine anlatılan
efsane de etkili olmuştur. Hem Kazak hem de Başkurtlarda olan bu efsaneye göre beş arkadaş
evlerine dönerken ince giysiler giymişti ve yolları bozkırlardan geçiyordu. Anlatılanlara göre dönüş
yolunda aniden kuvvetli bir rüzgâr esti, kar yağdı. Kötü hava 5 gün sürdü ve her gün bu beş
arkadaştan biri donarak öldü. O zamandan beri, nisan ayında keskin bir soğukluk getiren kuvvetli
kuzeydoğu rüzgarına “Beş Konak” adı verildi. Türkiye Türklerinde de “nisan ayının beşinde çift Celâl GÖRGEÇ
Manavgat Yerleşim Yeri Adları
Kırkkavak: Manavgat ilçe merkezinden 96 km uzaklıkta bulunan Kırkkavak,
adını bölgedeki kavak ağaçlarının çokluğundan almaktadır. Bu birleşik ad, kırk
sayı sıfatı ve kavak bitki adıyla oluşmuştur. TMYK’de Kırkkavak’ın 1940’lı
yıllarda Beşkonak bucağına bağlı Düzağaç köyünün bir mahallesi olduğu
görülmektedir (İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 688).
1.1.5. Bitki Adlı Yeradları (Fitotoponimler)
1.1.5.1. Yabanî ve Ziraî Bitki Adlı Yer Adları
Cevizler: 1946 yılı kayıtlarına göre Merkez bucağına bağlı bir köy olarak
görünmektedir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 117). Manavgat ilçesine 10 km
uzaklıktadır. Halk arasında Cezler adıyla da bilinir. Farsçadaki gevz sözü
Arapçaya cevz olarak geçer (Ayverdi, 2010, s. 194) ve Arapçadan alınan bu
sözcüğün üstüne Türkçe çokluk eki +ler getirilerek bu yerleşim yerinin adı
oluşturulur.
Çamlıtepe: 1928’de Manavgat Merkez nahiyesine bağlı olarak Namras
(نامراص) adıyla kayda geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Beş yıl
sonraki Namaz adıyla kaydedilen köy de Çamlıtepe olmalıdır (Dâhiliye Vekâleti,
1933, s. 167). Namras ya da İğdeli olarak bilinen köyün adı 1946 kayıtlarında
Çamlıtepe olarak değiştirilmiştir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 131). 1968 yılındaki
kayıtlarda köyün eski adı Namras, yeni adı ise Çamlıtepe olarak gösterilmiştir
(İçişleri Bakanlığı, 1968, s. 128). İlçe merkezine 38 km uzaklıkta bulunan
Çamlıtepe köyünün adı, Arapça şemʿ “mum”> şam
P
10F
11
P
sözcüğüne Türkçe +lI
ekiyle tepe sözcüğünün eklenmesiyle oluşturulmuştur.
Doğançam: Bu köy, ilçe merkezinin 8 km doğusundadır. Herhangi bir ad
veriliş geleneğine uymayan bu yeradının bünyesinde bulunan “çam” adından
dolayı fitotoponim olarak kabul edilmiştir. Eski adı Esbiyeler (~Espiyeler) olan
bu köyün adı, 1940’lı yıllarda Doğançam olarak değiştirilmiştir (İçişleri
Bakanlığı, 1946, s. 190). Espiyeler adının Sipahiler’den geldiği düşünülmektedir
3.BÖLÜM--mustafakutun