Tweet |
Bu ölçütlere koşut olarak coğrafyacılar tarafından hazırlanan kimi çalışmalarda toponimik sınıflandırma, fizikî ve beşerî coğrafya özellikleri temelinde yapılır (Sarı ve Tepeli, 2012). Yeradlarını birçok şekilde sınıflandırmak mümkündür. Bu konuda araştırmacılar arasında genel eğilimler bulunsa da bir ortak yaklaşımdan söz etmek mümkün değildir (Şahin, 2015a). Özcan Başkan tarafından 1971 yılında yayımlanan “Türkiye Köy Adları Üzerine Deneme” adlı makalede kullanılan sınıflandırma, özellikle köy adlarının leksik-semantik sınıflandırılmasında önemli bir adım olmuştur. Biz de bu çalışmada Manavgat’ın yerleşim yerleri adlarının özelliklerini dikkate alarak Başkan, 1971 ve Şahin, 2018 tarafından önerilen sınıflandırmaların geliştirilmiş bir değişkesini
kullandık.
Değişiklikler daha çok Cumhuriyet döneminde gerçekleşmiştir. Ad değişikliklerinin ne zaman yapıldığını 1928’de Arap harfleriyle basılan Son Teşkilât-ı Mülkiyede Köylerimiz, 1946 tarihli Türkiye’de Meskûn Yerler Kılavuzu I-II, 1968 ve 1981 tarihli Köylerimiz adlı çalışmalar sayesinde daha kolay tespit edebilmekteyiz.
Ayrıca karşılaştırmalarda bulunabilmek için Index Anatolicus - Türkiye Yerleşim Birimleri Envanteri de dikkate alınmıştır.
1. Manavgat Yerleşim Yeri Adlarının Leksik-Semantik Sınıflandırması
Toplumsal yaşamda çok büyük rolü olan coğrafî (şehir, köy, deniz, dağ vs.)
adların dört temel fonksiyonu bulunmaktadır: Coğrafî ad, her şeyden evvel
‘adres’ demektir. Bu temel fonksiyonuna göre coğrafî adları hiçbir zaman ve
şekilde toplumun dışında tutmak mümkün değildir. Coğrafî adların ikinci
fonksiyonu, öğretici bir karakter taşımasıdır. Birçok kişi, yaşadığı köyün, şehrin
veya gezdiği yerlerin adlarının anlamını öğrenmek ister. Üçüncü fonksiyon,
coğrafî adların tarih, dilbilim, coğrafya ve diğer bilim kolları için çok mühim bir
kaynak olmasıdır. Dördüncü ve son fonksiyonu ise ideolojik fonksiyondur
(Yusifov ve Kərimov, 1987, s. 7-9). Ülkemizde 1940’larda başlayan ad
değiştirme süreci de bu ideolojik fonksiyon kaynaklıdır. Bunların dışında da
coğrafî adların belli başlı şu özelliklere sahip olduğu söylenebilir: “I. Her halkın
coğrafî ad verişinde dil sistemine dayalı olarak belirli kurallar bulunmaktadır.
II. Ad veren grubun dünyaya bakış açısı yeradlarına yansıtılır. III. Yeradlarının
içeriği tarihî, toplumsal, coğrafî ve başka ekstralinguistik faktörlere bağlıdır. IV.
Yeradları dilin ulusal belgeleri olarak kabul edilir. V. Ulusal yeradları temelde
anadildeki adlarla kurulur. VI. Yeradcıl sistemde yeni ve ödünçleme adlar da
bulunmaktadır.” (Mädiyeva ve İymanberdiyeva, 2005, s. 63-64).
Yerleşim yeri adlandırmalarında iki temel kaynak (ya da eğilim) göze çarpar.
Bunlardan ilki; çevresel ögeler olarak da adlandırılabilecek bitki örtüsü,
hayvanlar, dağ, tepe gibi fiziksel koşullara dayanan adlardır. İkincisi ise; kişi
adları, boylar, soylar, meslekî adlar gibi, birey ve topluma dayanan adlardır. Bu
ölçütlere koşut olarak coğrafyacılar tarafından hazırlanan kimi çalışmalarda
toponimik sınıflandırma, fizikî ve beşerî coğrafya özellikleri temelinde yapılır
(Sarı ve Tepeli, 2012). Yeradlarını birçok şekilde sınıflandırmak mümkündür.
Bu konuda araştırmacılar arasında genel eğilimler bulunsa da bir ortak
yaklaşımdan söz etmek mümkün değildir (Şahin, 2015a). Özcan Başkan
tarafından 1971 yılında yayımlanan “Türkiye Köy Adları Üzerine Deneme” adlı
makalede kullanılan sınıflandırma, özellikle köy adlarının leksik-semantik
sınıflandırılmasında önemli bir adım olmuştur. Biz de bu çalışmada Manavgat’ın
yerleşim yerleri adlarının özelliklerini dikkate alarak Başkan, 1971 ve Şahin,
2018 tarafından önerilen sınıflandırmaların geliştirilmiş bir değişkesini
kullandık.Celâl GÖRGEÇ
Manavgat Yerleşim Yeri Adları
1.1. Tabiata ve Fiziksel Özelliklere Dayanan Adlar
Bu tipteki yerleşim yeri adları, insan ve tabiat ilişkisini göstermesi
bakımından önemlidir. Tabiata ve fiziksel özelliklere dayanan yeradlarını şu alt
başlıklarda incelemek mümkündür:
1.1.1. Doğrultu Gösteren Yeradları
Gündoğdu: İlçe merkezine yaklaşık 17 km uzaklıkta bulunan bir yerleşim
yeri olan Gündoğdu, 2014 yılına kadar belde tüzel kişiliğine sahipti. Günümüzde
Manavgat’ın bir mahallesi ve önemli bir turizm merkezi olan Gündoğdu’nun esas
halkını Rakka, Halep ve Çukurova tarafından gelen Fettahlı Yörük aşireti
oluşturmaktadır (Konyalı ve Yıldız, 2010, s. 138). 1928’de Manavgat’ın Taş Ağıl
nahiyesine bağlı olarak Fettahlı Aşireti adıyla kayda geçirilmiştir (Dâhiliye
Vekâleti, 1928, s. 142). 1940’lara gelindiğinde Fettahlı aşiret muhtarlığı, yine
Taşağıl bucağına bağlı olarak Gündoğdu adını almıştır. Basırlı, Bezciler,
Dedebey, Kırlılar ve Kulaksız adında mahalleleri olduğu görülmektedir (İçişleri
Bakanlığı, 1946, s. 129-157-252-295; İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 689-751).
Gündoğdu’ya bağlı Kırlı mahallesinin adına Kirlü biçimiyle XV. yüzyıl
kayıtlarında rastlanılmaktadır (Karaca, 2009, s. 91). Bu hâliyle Kırlı adı, boy
adından gelmektedir, yani bir etnotoponimdir. Ancak halk etimolojisine göre
bölgenin toprağı çorak ve kır renkte olduğu için bu ad verilmiştir. Bu bölgede
tarihî verileri doğrulayan yeradları da bulunmaktadır. Evliya Çelebi, ünlü
Seyahatnamesi’nde Manavgat’ın dağlarında pek çok kaplan olduğunu, üstelik iki
kaplanın dövüşüp birbirlerini öldürmesi neticesinde iki kaplan derisi sahibi
olduğunu yazar (Kahraman, 2011, s. 317-319). Gündoğdu ile Hocalar köyünün
sınırlarını belirleyen Sarısu deresinin devamında Kaplanlı deresi bulunmaktadır.
Burada çok uzun zaman önce kaplanların yaşadığı söylenmektedir (Şahin, 2017,
s. 11-12). Gündoğdu yeradı, gün (ad) + doğdu (çekimli fiilin) kalıplaşmasıyla
oluşmuştur. Tahrir defterlerine göre Maraş livasına bağlı Zâkirlü Yörük
taifesinden Gündoğdulu cemaati adında bir aşirete (Sakin, 2006, s. 174)
rastlanılsa da anılan bölgede geçmişte veya günümüzde böyle bir aşirete
rastlanılmaması, bölgenin eskiden beri Fettahlı aşireti adıyla bilinmesi ve
Gündoğdu adlandırılmasına ilk defa Cumhuriyet sonrası kayıtlarda rastlanılması
nedeniyle bu yerleşim yeri adını bir etnotoponim olarak kabul etmek doğru
olmayacaktır. Gündoğdu adını hem “doğrultu gösteren yeradları” arasında hem
de “son dönem yeradları” arasında değerlendirmek mümkündür.
1.1.2. Coğrafî Terimlerle Kurulan Yeradları
Büklüce: İlçe merkezine 39 km uzaklıkta bulunan Büklüce, 1928’de
Manavgat Taş Ağıl nahiyesine bağlı olarak Büklice adıyla kayda geçirilmiştir
(Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). “Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar, büklük”
anlamında bir coğrafî terim olan bük sözcüğüne eklenen toponimcil (yeradcıl)
eklerle oluşturulmuş bir yerleşim yeri adı olsa gerektir. Bu ada ilişkin diğer bir
yorum şöyledir: Köy C harfi biçimindedir. Köprüçay nehrini bükülü bir biçimde TDİD | Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi 23 / 2, 2023
https://tdid.ege.edu.tr/
kucakladığı için adına Büklüce denildiği söylenir (Konyalı ve Yıldız, 2010, s.
124). Her halükârda yer şekilleriyle ilgili bir adlandırmadır.
Çakış: Manavgat ilçe merkezine 32 km uzaklıkta bulunan Çakış, 1928’de
Manavgat Taş Ağıl nahiyesine bağlı olarak Çakış (Thacakich) adıyla kayda
geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Eski kaynaklarda Serlâvuş8
biçiminde yazıldığına dair kayıtlar bulunmaktadır (Erten: 1937, s. 26). TMYK’de
Kadılar, Karacaağaç ve Yeniköy adında mahalleleri olduğu görülmektedir
(İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 567-598-1136). Aspendos’un ve Köprüçay nehrinin
sağ tarafında konumlanan ve Manavgat’ın 34 km batısında bulunan Çakış
köyünün Ötkünlü, Boğaz ve Yeniköy mahalleleri bulunmaktadır. Şimşek, 2013’e
göre, 19. yüzyılın sonlarında kurulan köyün adının Çakış’ın kuzeydoğusunda yer
alan Çakıllı boğazına istinaden verildiği düşünülmektedir (s. 82). Sarı, 2016
tarafından bu yeradı, ‘ekonomik faaliyet türü ile ilgili’ olarak değerlendirilmiştir
(s. 347). Ancak bu yeradının iki ya da daha fazla bölgenin birbiriyle çakıştığı yani
birleştiği yer olmasından dolayı verildiği düşünülmelidir.
Dikmen: “Sivri tepe” anlamına gelir. TMYK’de 1940’larda Bucakşeyhler
köyüne bağlı olduğu görülmektedir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 325). Günümüzde
ayrı bir köydür.
Evrenseki: 1928’de Manavgat Merkez nahiyesine bağlı olarak Evren ve Seki
adında iki ayrı köy bulunmaktadır (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 141). Halk
arasında anlatılanlara göre Evrenköy’e ilk olarak iki Yörük genci gelerek
yerleşmişler ve köy olacak kadar çoğalmışlardır. “Boylu boslu, iri yarı, yakışıklı”
kimselere evren denildiği için Evrenköy adını almıştır. Bir diğer rivayete göre
bölgede yılan çok olduğu ve eskiden “büyük yılan”lara evren denildiği için adı
Evrenköy olarak kalmıştır. Evrenseki’yi oluşturan diğer köy olan Seki’nin anlamı
ise “ormanlık, kayalık ya da dağ başındaki düzlük”tür. Köyün coğrafî durumunu
gösterir bir adlandırmadır. 1999 yılında bu iki köyün birleşmesiyle belde
belediyesi olan Evrenseki günümüzde mahalle hüviyetindedir. Evrenseki’nin ilçe
merkezine uzaklığı 14 km’dir. Doğusunda Ilıca, Yeniköy ve Kalemler, batısında
Çolaklı, güneyinde ise Akdeniz yer alır. Önemli bir turizm merkezidir.
Ilıca: 1928’de Merkez nahiyesine bağlı bir köy olarak İlice (~Ilıca, Ilidja)
olarak kaydedilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 141). TMYK’de Gömeşli ve
Kum adında mahalleleri olduğu görülmektedir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 424;
İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 753). Manavgat'a 10 km uzaklıkta bulunan Ilıca,
1994’te belde belediyeliği hüviyetini kazansa da günümüzde mahalledir. Turizm
açısından önemli olan Kumköy Ilıca’ya bağlıdır. Bilindiği gibi ılıca sözcüğü
“sıcak su kaynağı, kaplıca, hamam” anlamına gelmektedir. Ancak kışın
çeşmelerin suyu sıcak ve buharlı aktığı için Ilıca adını aldığı belirtilir. Yoksa söz
8 Bu sözcüğün Serçavuş “başçavuş” birleşik adından geldiği düşünülebilir.Celâl GÖRGEÇ
Manavgat Yerleşim Yeri Adları
konusu yerleşim yerinde sıcak sulu bir kaynak ya da kaplıca yoktur (Konyalı ve
Yıldız, 2010, s. 139).
Sağırin: Tarihî kaynaklardaki yazımından (صغیراین) anlaşıldığı üzere bu
yerleşim yerinin adı Arapça saġı
̇
̄
r “küçük, ufak” ve Türkçe in (
̇
̄
n~yin)
sözcüklerinin birleşimiyle “küçük in” demektir. Toponimik sınıflandırma
açısından inadı (speleonim) iken genelleşerek yerleşim yeri adı hâline gelmiştir.
İlçe merkezine 36 km uzaklıkta bulunan Sağırin, 1928’de Manavgat Taş Ağıl
nahiyesine bağlı olarak Kepez ve Sagir-in adıyla kayda geçirilmiştir (Dâhiliye
Vekâleti, 1928, s. 142). Kepezsağırin adı 1940’lı yıllarda Sağırin olarak
değiştirilmiştir ve Zahmedin adında bir mahallesi bulunmaktaydı (İçişleri
Bakanlığı, 1946, s. 462; İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 1172).
Sırtköy: Manavgat ilçesine 30 km uzaklıkta bulunan bu köy, 1928 yılında da
Merkez nahiyesine bağlı olarak Sırt adıyla kaydedilmiştir (Dâhiliye Vekâleti,
1928, s. 141). TMYK’de Kabaağaç adında bir mahallesi olduğu görülmektedir
(İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 561). Sırtköy Murtbeli’nde bir Selçuklu kervansarayı
olan Tol Hanı bulunmaktadır. “Torosların Akdeniz’e bakan yamacında dağ
sırtında kurulduğu için Sırt Köyü adını almıştır” (Şahin, 2017, s. 31).
Taşkesiği: Bu yerleşim yeri adına resmî olarak 1946’da rastlanmaktadır ve
Uzunlar köyünün bir mahallesi durumundadır (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 511;
İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 1039). İlçe merkezine 25 km uzaklıktadır. Halk
arasında Daşkėsı
̇
̄
olarak söylenir.
Tepeköy: Bu yerleşim yeri adına resmî olarak 1946’da rastlanmaktadır
(İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 520). İlçe merkezine 26 km uzaklıktaki Tepeköy
(Depeköy), coğrafî terimle kurulmuş bir yeradıdır.
Yayla: Manavgat’ın merkez mahallelerindendir. Daha çok Bayır adıyla
bilinir. Her iki adlandırma da coğrafî bir terim niteliğindedir. Aynı zamanda “son
dönem yeradları”ndandır.
Yaylaalan: 1928 yılında Merkez nahiyesine bağlı olarak Avason (آواصون)
adıyla kaydedilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 141). Avason adı 1940’lı
yıllarda Yaylaalan olarak değiştirilmiştir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 560).
Avason adı antik bir Anadolu diline, belki Luwiceye veya onunla akraba bir Hint
Avrupa diline ait olsa gerektir. Arapçadaki “müstahkem sınır şehirleri” anlamına
gelen avāsım (عواصم) adından geldiği de düşünülebilir. .2.BÖLÜM
mustafakutun