Bugun...



2.BÖLÜM/MANAVGAT’LI TÜRK DİLİ BİLİM UZMANI CELAL GÖRGEÇ’TEN “MANAVGAT” İNCELEMESİ ...

2.BÖLÜM-Manavgatın yetiştirdiği önemli,değerli bilim insanlarından Türk dili bilim uzmanı Celal Görgeç memleketi Manavgat ile ilgili araştırmalarının sonuçlarını yayımladı.

facebook-paylas
Güncelleme: 07-01-2024 04:15:37 Tarih: 07-01-2024 01:42

2.BÖLÜM/MANAVGAT’LI TÜRK DİLİ BİLİM UZMANI CELAL GÖRGEÇ’TEN “MANAVGAT” İNCELEMESİ ...

Bu ölçütlere koşut olarak coğrafyacılar tarafından hazırlanan kimi çalışmalarda toponimik sınıflandırma, fizikî ve beşerî coğrafya özellikleri temelinde yapılır (Sarı ve Tepeli, 2012). Yeradlarını birçok şekilde sınıflandırmak mümkündür. Bu konuda araştırmacılar arasında genel eğilimler bulunsa da bir ortak yaklaşımdan söz etmek mümkün değildir (Şahin, 2015a). Özcan Başkan tarafından 1971 yılında yayımlanan “Türkiye Köy Adları Üzerine Deneme” adlı makalede kullanılan sınıflandırma, özellikle köy adlarının leksik-semantik sınıflandırılmasında önemli bir adım olmuştur. Biz de bu çalışmada Manavgat’ın yerleşim yerleri adlarının özelliklerini dikkate alarak Başkan, 1971 ve Şahin, 2018 tarafından önerilen sınıflandırmaların geliştirilmiş bir değişkesini

kullandık.

Değişiklikler daha çok Cumhuriyet döneminde gerçekleşmiştir. Ad değişikliklerinin ne zaman yapıldığını 1928’de Arap harfleriyle basılan Son Teşkilât-ı Mülkiyede Köylerimiz, 1946 tarihli Türkiye’de Meskûn Yerler Kılavuzu I-II, 1968 ve 1981 tarihli Köylerimiz adlı çalışmalar sayesinde daha kolay tespit edebilmekteyiz.

Ayrıca karşılaştırmalarda bulunabilmek için Index Anatolicus - Türkiye Yerleşim Birimleri Envanteri de dikkate alınmıştır.

1. Manavgat Yerleşim Yeri Adlarının Leksik-Semantik Sınıflandırması

Toplumsal yaşamda çok büyük rolü olan coğrafî (şehir, köy, deniz, dağ vs.)

adların dört temel fonksiyonu bulunmaktadır: Coğrafî ad, her şeyden evvel

‘adres’ demektir. Bu temel fonksiyonuna göre coğrafî adları hiçbir zaman ve

şekilde toplumun dışında tutmak mümkün değildir. Coğrafî adların ikinci

fonksiyonu, öğretici bir karakter taşımasıdır. Birçok kişi, yaşadığı köyün, şehrin

veya gezdiği yerlerin adlarının anlamını öğrenmek ister. Üçüncü fonksiyon,

coğrafî adların tarih, dilbilim, coğrafya ve diğer bilim kolları için çok mühim bir

kaynak olmasıdır. Dördüncü ve son fonksiyonu ise ideolojik fonksiyondur

(Yusifov ve Kərimov, 1987, s. 7-9). Ülkemizde 1940’larda başlayan ad

değiştirme süreci de bu ideolojik fonksiyon kaynaklıdır. Bunların dışında da

coğrafî adların belli başlı şu özelliklere sahip olduğu söylenebilir: “I. Her halkın

coğrafî ad verişinde dil sistemine dayalı olarak belirli kurallar bulunmaktadır.

II. Ad veren grubun dünyaya bakış açısı yeradlarına yansıtılır. III. Yeradlarının

içeriği tarihî, toplumsal, coğrafî ve başka ekstralinguistik faktörlere bağlıdır. IV.

Yeradları dilin ulusal belgeleri olarak kabul edilir. V. Ulusal yeradları temelde

anadildeki adlarla kurulur. VI. Yeradcıl sistemde yeni ve ödünçleme adlar da

bulunmaktadır.” (Mädiyeva ve İymanberdiyeva, 2005, s. 63-64).

Yerleşim yeri adlandırmalarında iki temel kaynak (ya da eğilim) göze çarpar.

Bunlardan ilki; çevresel ögeler olarak da adlandırılabilecek bitki örtüsü,

hayvanlar, dağ, tepe gibi fiziksel koşullara dayanan adlardır. İkincisi ise; kişi

adları, boylar, soylar, meslekî adlar gibi, birey ve topluma dayanan adlardır. Bu

ölçütlere koşut olarak coğrafyacılar tarafından hazırlanan kimi çalışmalarda

toponimik sınıflandırma, fizikî ve beşerî coğrafya özellikleri temelinde yapılır

(Sarı ve Tepeli, 2012). Yeradlarını birçok şekilde sınıflandırmak mümkündür.

Bu konuda araştırmacılar arasında genel eğilimler bulunsa da bir ortak

yaklaşımdan söz etmek mümkün değildir (Şahin, 2015a). Özcan Başkan

tarafından 1971 yılında yayımlanan “Türkiye Köy Adları Üzerine Deneme” adlı

makalede kullanılan sınıflandırma, özellikle köy adlarının leksik-semantik

sınıflandırılmasında önemli bir adım olmuştur. Biz de bu çalışmada Manavgat’ın

yerleşim yerleri adlarının özelliklerini dikkate alarak Başkan, 1971 ve Şahin,

2018 tarafından önerilen sınıflandırmaların geliştirilmiş bir değişkesini

kullandık.Celâl GÖRGEÇ

Manavgat Yerleşim Yeri Adları

1.1. Tabiata ve Fiziksel Özelliklere Dayanan Adlar

Bu tipteki yerleşim yeri adları, insan ve tabiat ilişkisini göstermesi

bakımından önemlidir. Tabiata ve fiziksel özelliklere dayanan yeradlarını şu alt

başlıklarda incelemek mümkündür:

1.1.1. Doğrultu Gösteren Yeradları

Gündoğdu: İlçe merkezine yaklaşık 17 km uzaklıkta bulunan bir yerleşim

yeri olan Gündoğdu, 2014 yılına kadar belde tüzel kişiliğine sahipti. Günümüzde

Manavgat’ın bir mahallesi ve önemli bir turizm merkezi olan Gündoğdu’nun esas

halkını Rakka, Halep ve Çukurova tarafından gelen Fettahlı Yörük aşireti

oluşturmaktadır (Konyalı ve Yıldız, 2010, s. 138). 1928’de Manavgat’ın Taş Ağıl

nahiyesine bağlı olarak Fettahlı Aşireti adıyla kayda geçirilmiştir (Dâhiliye

Vekâleti, 1928, s. 142). 1940’lara gelindiğinde Fettahlı aşiret muhtarlığı, yine

Taşağıl bucağına bağlı olarak Gündoğdu adını almıştır. Basırlı, Bezciler,

Dedebey, Kırlılar ve Kulaksız adında mahalleleri olduğu görülmektedir (İçişleri

Bakanlığı, 1946, s. 129-157-252-295; İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 689-751).

Gündoğdu’ya bağlı Kırlı mahallesinin adına Kirlü biçimiyle XV. yüzyıl

kayıtlarında rastlanılmaktadır (Karaca, 2009, s. 91). Bu hâliyle Kırlı adı, boy

adından gelmektedir, yani bir etnotoponimdir. Ancak halk etimolojisine göre

bölgenin toprağı çorak ve kır renkte olduğu için bu ad verilmiştir. Bu bölgede

tarihî verileri doğrulayan yeradları da bulunmaktadır. Evliya Çelebi, ünlü

Seyahatnamesi’nde Manavgat’ın dağlarında pek çok kaplan olduğunu, üstelik iki

kaplanın dövüşüp birbirlerini öldürmesi neticesinde iki kaplan derisi sahibi

olduğunu yazar (Kahraman, 2011, s. 317-319). Gündoğdu ile Hocalar köyünün

sınırlarını belirleyen Sarısu deresinin devamında Kaplanlı deresi bulunmaktadır.

Burada çok uzun zaman önce kaplanların yaşadığı söylenmektedir (Şahin, 2017,

s. 11-12). Gündoğdu yeradı, gün (ad) + doğdu (çekimli fiilin) kalıplaşmasıyla

oluşmuştur. Tahrir defterlerine göre Maraş livasına bağlı Zâkirlü Yörük

taifesinden Gündoğdulu cemaati adında bir aşirete (Sakin, 2006, s. 174)

rastlanılsa da anılan bölgede geçmişte veya günümüzde böyle bir aşirete

rastlanılmaması, bölgenin eskiden beri Fettahlı aşireti adıyla bilinmesi ve

Gündoğdu adlandırılmasına ilk defa Cumhuriyet sonrası kayıtlarda rastlanılması

nedeniyle bu yerleşim yeri adını bir etnotoponim olarak kabul etmek doğru

olmayacaktır. Gündoğdu adını hem “doğrultu gösteren yeradları” arasında hem

de “son dönem yeradları” arasında değerlendirmek mümkündür.

1.1.2. Coğrafî Terimlerle Kurulan Yeradları

Büklüce: İlçe merkezine 39 km uzaklıkta bulunan Büklüce, 1928’de

Manavgat Taş Ağıl nahiyesine bağlı olarak Büklice adıyla kayda geçirilmiştir

(Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). “Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar, büklük”

anlamında bir coğrafî terim olan bük sözcüğüne eklenen toponimcil (yeradcıl)

eklerle oluşturulmuş bir yerleşim yeri adı olsa gerektir. Bu ada ilişkin diğer bir

yorum şöyledir: Köy C harfi biçimindedir. Köprüçay nehrini bükülü bir biçimde TDİD | Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi 23 / 2, 2023

https://tdid.ege.edu.tr/

kucakladığı için adına Büklüce denildiği söylenir (Konyalı ve Yıldız, 2010, s.

124). Her halükârda yer şekilleriyle ilgili bir adlandırmadır.

Çakış: Manavgat ilçe merkezine 32 km uzaklıkta bulunan Çakış, 1928’de

Manavgat Taş Ağıl nahiyesine bağlı olarak Çakış (Thacakich) adıyla kayda

geçirilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 142). Eski kaynaklarda Serlâvuş8

biçiminde yazıldığına dair kayıtlar bulunmaktadır (Erten: 1937, s. 26). TMYK’de

Kadılar, Karacaağaç ve Yeniköy adında mahalleleri olduğu görülmektedir

(İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 567-598-1136). Aspendos’un ve Köprüçay nehrinin

sağ tarafında konumlanan ve Manavgat’ın 34 km batısında bulunan Çakış

köyünün Ötkünlü, Boğaz ve Yeniköy mahalleleri bulunmaktadır. Şimşek, 2013’e

göre, 19. yüzyılın sonlarında kurulan köyün adının Çakış’ın kuzeydoğusunda yer

alan Çakıllı boğazına istinaden verildiği düşünülmektedir (s. 82). Sarı, 2016

tarafından bu yeradı, ‘ekonomik faaliyet türü ile ilgili’ olarak değerlendirilmiştir

(s. 347). Ancak bu yeradının iki ya da daha fazla bölgenin birbiriyle çakıştığı yani

birleştiği yer olmasından dolayı verildiği düşünülmelidir.

Dikmen: “Sivri tepe” anlamına gelir. TMYK’de 1940’larda Bucakşeyhler

köyüne bağlı olduğu görülmektedir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 325). Günümüzde

ayrı bir köydür.

Evrenseki: 1928’de Manavgat Merkez nahiyesine bağlı olarak Evren ve Seki

adında iki ayrı köy bulunmaktadır (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 141). Halk

arasında anlatılanlara göre Evrenköy’e ilk olarak iki Yörük genci gelerek

yerleşmişler ve köy olacak kadar çoğalmışlardır. “Boylu boslu, iri yarı, yakışıklı”

kimselere evren denildiği için Evrenköy adını almıştır. Bir diğer rivayete göre

bölgede yılan çok olduğu ve eskiden “büyük yılan”lara evren denildiği için adı

Evrenköy olarak kalmıştır. Evrenseki’yi oluşturan diğer köy olan Seki’nin anlamı

ise “ormanlık, kayalık ya da dağ başındaki düzlük”tür. Köyün coğrafî durumunu

gösterir bir adlandırmadır. 1999 yılında bu iki köyün birleşmesiyle belde

belediyesi olan Evrenseki günümüzde mahalle hüviyetindedir. Evrenseki’nin ilçe

merkezine uzaklığı 14 km’dir. Doğusunda Ilıca, Yeniköy ve Kalemler, batısında

Çolaklı, güneyinde ise Akdeniz yer alır. Önemli bir turizm merkezidir.

Ilıca: 1928’de Merkez nahiyesine bağlı bir köy olarak İlice (~Ilıca, Ilidja)

olarak kaydedilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 141). TMYK’de Gömeşli ve

Kum adında mahalleleri olduğu görülmektedir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 424;

İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 753). Manavgat'a 10 km uzaklıkta bulunan Ilıca,

1994’te belde belediyeliği hüviyetini kazansa da günümüzde mahalledir. Turizm

açısından önemli olan Kumköy Ilıca’ya bağlıdır. Bilindiği gibi ılıca sözcüğü

“sıcak su kaynağı, kaplıca, hamam” anlamına gelmektedir. Ancak kışın

çeşmelerin suyu sıcak ve buharlı aktığı için Ilıca adını aldığı belirtilir. Yoksa söz

8 Bu sözcüğün Serçavuş “başçavuş” birleşik adından geldiği düşünülebilir.Celâl GÖRGEÇ

Manavgat Yerleşim Yeri Adları

konusu yerleşim yerinde sıcak sulu bir kaynak ya da kaplıca yoktur (Konyalı ve

Yıldız, 2010, s. 139).

Sağırin: Tarihî kaynaklardaki yazımından (صغیراین) anlaşıldığı üzere bu

yerleşim yerinin adı Arapça saġı

̇

̄

r “küçük, ufak” ve Türkçe in (

̇

̄

n~yin)

sözcüklerinin birleşimiyle “küçük in” demektir. Toponimik sınıflandırma

açısından inadı (speleonim) iken genelleşerek yerleşim yeri adı hâline gelmiştir.

İlçe merkezine 36 km uzaklıkta bulunan Sağırin, 1928’de Manavgat Taş Ağıl

nahiyesine bağlı olarak Kepez ve Sagir-in adıyla kayda geçirilmiştir (Dâhiliye

Vekâleti, 1928, s. 142). Kepezsağırin adı 1940’lı yıllarda Sağırin olarak

değiştirilmiştir ve Zahmedin adında bir mahallesi bulunmaktaydı (İçişleri

Bakanlığı, 1946, s. 462; İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 1172).

Sırtköy: Manavgat ilçesine 30 km uzaklıkta bulunan bu köy, 1928 yılında da

Merkez nahiyesine bağlı olarak Sırt adıyla kaydedilmiştir (Dâhiliye Vekâleti,

1928, s. 141). TMYK’de Kabaağaç adında bir mahallesi olduğu görülmektedir

(İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 561). Sırtköy Murtbeli’nde bir Selçuklu kervansarayı

olan Tol Hanı bulunmaktadır. “Torosların Akdeniz’e bakan yamacında dağ

sırtında kurulduğu için Sırt Köyü adını almıştır” (Şahin, 2017, s. 31).

Taşkesiği: Bu yerleşim yeri adına resmî olarak 1946’da rastlanmaktadır ve

Uzunlar köyünün bir mahallesi durumundadır (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 511;

İçişleri Bakanlığı, 1947, s. 1039). İlçe merkezine 25 km uzaklıktadır. Halk

arasında Daşkėsı

̇

̄

olarak söylenir.

Tepeköy: Bu yerleşim yeri adına resmî olarak 1946’da rastlanmaktadır

(İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 520). İlçe merkezine 26 km uzaklıktaki Tepeköy

(Depeköy), coğrafî terimle kurulmuş bir yeradıdır.

Yayla: Manavgat’ın merkez mahallelerindendir. Daha çok Bayır adıyla

bilinir. Her iki adlandırma da coğrafî bir terim niteliğindedir. Aynı zamanda “son

dönem yeradları”ndandır.

Yaylaalan: 1928 yılında Merkez nahiyesine bağlı olarak Avason (آواصون)

adıyla kaydedilmiştir (Dâhiliye Vekâleti, 1928, s. 141). Avason adı 1940’lı

yıllarda Yaylaalan olarak değiştirilmiştir (İçişleri Bakanlığı, 1946, s. 560).

Avason adı antik bir Anadolu diline, belki Luwiceye veya onunla akraba bir Hint

Avrupa diline ait olsa gerektir. Arapçadaki “müstahkem sınır şehirleri” anlamına

gelen avāsım (عواصم) adından geldiği de düşünülebilir. .2.BÖLÜM

mustafakutun

 




Bu haber 190 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÜLTÜR-SANAT Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
YAZARLAR
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI