Hayatımın bir kesiminde Pezeşkiyan ile yollarımız bir gün kesişti. .
Ticaret maksadıyla İran’a gittim. Beni bağlantılarım olan üst düzey bir görevli karşıladı.
Tebriz ve Tahran’da kaldım. İş icabı İran Sağlık bakanlığına gittik. Gittiğimiz odalarda herkes Türkçe konuşuyordu. Benim Türkiye’den geldiğimi öğrenen herkes gönülden sevgi gösterdiler. Sohbet sırasında mollaların gelip bakanlıklarda ona buna iş buyurmasına çok kızmışlar ve kovmuşlardı. Yani mollalardan hoşlanmıyorlar ve türkler sağlık bakanlığında çoğunluktaydı. İşte o günkü sağlık bakanı bu cumhurbaşkanı seçilen Pezeşkiyan’dı. Bakanlığa türkleri doldurmuştu.
O gün şunu öğrendim tüm iran Türkü Caferi idi ve inançlarından dolayı Türkiye Türklerini sevmiyorlardı. 1500 yılında yaşanan Şah İsmail-Yavuz olayını unutmuyorlardı. İran devleti tarih kitaplarında şah İsmaili iranın lideri olarak yazmasalarda bundan rahatsızlık duymuyorlardı. İskenderun bizim diyorlar, Anadolu’nun bazı yerlerinin kendilerinin olduğunu düşüyorlar. Bizi Rum Türkleri olarak görüyorlar.
Seçilir seçilmez ABD ile ilişkileri düzelteceğiz demesi, Osmanlıya karşı Haçlı ile ittifak eden Şahı hatırlatmaktadır.
Biz batıda güçlendikçe ve ilerledikçe iran devletini üzerimize gönderdiler ve batıda ilerleyişimiz durdu.
Kaç savaş yaptığımızı hatırlatalım. İrili ufaklı 86 savaş yaptık. Hiç birinin komutanı Fars değildi, Türktü.
Umarım tarih tekerrür etmez. Umarım batı ile uzlaşma adına doğuda bir cephe daha açılmaz.