Bugun...



İYİ PARTİ MİLLETVEKİLİ AYLİN CESUR: ‘ÇARE DEMOKRASİ’ ...

Plan Bütçe Komisyonu görüşmelerinde Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülürken partisi adına söz alan Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a çare demokrasi dedi.

facebook-paylas
Tarih: 30-11-2021 13:28

İYİ PARTİ MİLLETVEKİLİ AYLİN CESUR: ‘ÇARE DEMOKRASİ’ ...

“Halkın yoksulluktan, yokluktan ve sebep olan iktidardan mücadelesi ile iktidarın ki farklı” diye belirten Cesur, İktidarın da kurtuluşu yeniden parlamenter sisteme geçilmesinde ve demokraside diye ekledi. İsraf ekonomisinin sonuçlarının ortada olduğunu ve bedelini halkın ödediğini belirten Cesur’un konuşmasının tam metni:

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Değerli Milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığımızın değerli temsilcileri, Kıymetli Basın Mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Cumhurbaşkanlığı Bütçesi görüşüyoruz ve aslında bütçeyi görüşüyoruz günlerdir de!

Bütçe harcamalarına için, Türkiye’nin itibarı diyorsunuz.

Türkiye’nin de Türkiye’nin de Cumhurbaşkanlığı’nın itibarını elbette en üstte tutarız. Bunda sorun yok. Tamamen hemfikiriz. Ancak itibarın nereden sağlanacağı kısmında bakış açımız farklılık gözetiyor.

İtibar nereden gelir buna bakmak lazım..

Benim ve aslında bizim hayal ettiğimiz ve özlediğimiz Türkiye’de demokrasiden geçiyor itibar. Hukuk Devletinden geçiyor. İnsan Hakları ve Özgürlüklerden geçiyor mesela.

İfade ve basın özgürlüğünü engellemek, eleştiriden korkmak demek mesela, bizim hayal ettiğimiz demokratik Türkiye’de..

Ve aslında bize göre Muhalefeti de, toplumun diğer kesimlerini de dinleyerek, onları da karar süreçlerine katarak kanun yapmak, ülke yönetmek bir güç göstergesidir. Yani demokratik olmak, farklılıkları yönetebilme gücü aslında bize göre!

Hukukun üstünlüğünü hiçe saymak ve hukuku ihlal etmek de bir güç değil, tam tersi güçsüzlük göstergesidir. Sorunları hukuk içinde çözeme kabiliyetidir demokrasiyi demokrasi ve yönetimleri de demokratik kılan esasında. Sayısal değildir demokrasiyi var kılan ya da.

Kurumların özerkliğini sınırlandırmak, kurumsal hafızayı ve kurum kültürünü yok etmeye çalışmak da zayıflatıyor.

Günün sonunda doğru politikayı yapamazsanız ve yönetilemeyen kurumlarla dolunca devlet, aslında halka inmiyorsa memnuniyet, işte orada devlet de zayıflıyor, onu yönetenlerde.

Bunu niye anlatıyorum?

Çünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildiğinden beri Türkiye gittikçe daha fazla itibar kaybediyor.

Özgürlükleri kısıtladıkça, demokrasiden uzaklaştıkça, ve kurumların içini boşalttıkça, liyakati terk ettikçe, hukuku hiçe saydıkça, Dünyada daha az saygı değer bir hale geliyor üke.

Mesela Avrupa Birliği’nin üyelik sürecini askıya almasının arkasında, Türkiye’nin bu alanlarda itibarsızlaşması, ve karnesinin kötüleşmesi de yatıyor.

Mesela ABD’nin Demokrasi Zirvesi’ne Türkiye’yi davet etmemesinin arkasında, Türkiye’nin artık bu alanda saygı göremez bir hale gelmesi mi yatıyor soruları geliyor.

Uluslararası Camiada lig düşüyor, itibar mı kaybediyoruz?.

Bir de konuyu tersten ele alalım.

Bu denli harcama olmasa, israf bütçesi yapılmasa itibarlı olunabilir mi?

Cevap, evet olacaktır. Saygıdeğer ve itibarlı olabilmek için, lüks, şatafat ve gösterişe de ihtiyaç yok.

Mesela, Avrupa Birliği’nin itibarı en yüksek ülkelerini sayın desek, alacağımız cevap da çok muhtemelen Almanya da olacaktır.

Peki, Almanya’yı itibarlı yapan nedir?

Almanya’nın kayda değer bir ordusu da yok.

 

Nedir biliyor musunuz?

Alman endüstrisi ve ekonomisi, üreten bir Almaya var. Alman demokrasisi ve hukuku Almanya’yı itibarlı yapıyor.

Bir de 2005 yılından bu yana Şansölye görevini yürüten Angela Merkel’in bu itibara katkısı var tabi.

Ancak Angela Merkel’in itibarı, oturduğu konuttan, makam araçlarından, lüksten, şatafattan değil.

Mesela Başbakanlık konutuna dahi taşınmamış. Bir apartman dairesinde oturuyor, evinden işine vatandaşların arasında geçerek sadece 2 araçlık mini bir konvoyla gidip geliyor. Devasa bir koruma ordusu yok.

Dünyanın en büyük 4. ekonomisinin başı olan kişinin çok mütevazı bir yaşamı var.

Ekonomik olarak 5 katımız büyük bir ülkenin bizdeki gösterişinin 5’te 1’i yok.

Türkiye’de makam araçlarının sayısı 125 bin, Almanya’da 9 bin. Ciddi fark var.

İsraf dedim ya, vatandaş çok büyük sıkıntı çekiyor dedim ya; halk bu kadar yoksullukla sınanırken hem de, bunları bir gözden geçirmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Çünkü bunlar esasında mevcut yönetime de vatandaş bu kadar sıkıntıdayken bir de itibar kaybettirdiğini düşünüyorum. Dostane söylüyorum bunu.

Biz Glasgow’daki iklim zirvesine, istenilen büyüklükte araç konvoyu tahsis edilmediği için gidilmedi diye haberler okuyoruz, doğru olmadığı ümidi içerisindeyim.

İskoçya dünyanın en güvenli ülkelerinden biri çünkü.

Paris iklim anlaşmasını kabul ediyoruz ama iklim zirvesine gitmiyoruz.

İklim söz konusu ama biz daha çok karbon salınmasına sebep olacak bir talebimiz onaylanmadı diye gitmiyoruz.

Benim sürem bitti.

Bugün ekonomik kurtuluş savaşı diye bir şeyden söz ediliyor.

Bir savaş var doğru ama halkın ki ayakta kalma mücadelesi, mevcut yapısal tıkanıklarla dolu ekonomik sisteme karşı ayakta kalma yaşama mücadelesi. Halkın ekonomik kurutuluş savaşı bu işte.

İktidarın da aslında ülke gibi kurtuluş ilacının halkın ki gibi kurtuluşunun demokraside ve yeniden parlamenter sisteme geçilmesinde olduğunu düşünüyorum.

Bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.

 

mustafakutun/HABERMERKEZİ




Bu haber 1876 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SİYASET Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
YAZARLAR
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI