Tweet |
TÜRKİYE’DE DOĞRU SALGIN YÖNETİMİ ÜZERİNE
TBMM GENEL KURUL KONUŞMASI - TUTANAK METNİ
İYİ PARTİ ISPARTA MİLLETVEKİLİ DR. AYLİN CESUR
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sağlık Bakanımız bir yıldır açıklamalar yapıyor. Geçen sene bugünlerde, hatta bir ay sonra, 1 Nisanda "Biz, bu virüsün, yani Covid-19'un bu kadar hızlı yayıldığını bilmiyorduk." demişti.
Biz de 30 Ocakta "Çok önemli, yayılır bu, aman." deyip önerge vermiştik, sürekli söylemeye devam ediyorum, bu konuya her çıktığımda. Niye söylüyorum? Şimdi, yine Sağlık Bakanı açıklamalar yapıyor ve diyor ki: "Normalleşeceğiz." Biraz sonra açıklayacağım. Şimdi, bu sürede ne oldu? 2 milyon 711 bin hastamız, 383'ü sağlık çalışanı, 28 bin 638 vatandaşımızı da kaybettik. Sadece bununla kalmadık, aslında bunun iki katı da ölümler, PCR negatifleri de sayarsak. Bir de aynı zamanda 100 bin esnaf kepenk kapattı, borçlular, icralar arttı, geniş tanımlı işsizlik arttı, iflaslar zinciri arttı ve zincirler hâlâ kapıda duruyor çünkü destek yok. Yani yok denecek kadar az ve aslında var diyecek kadar da yok. Yani 1 Haziranda bütüncül veya çağdaş bir pandemi yönetimi olmadığı için erken normalleşme kararı alarak daha sonra günlük 30 bin vakaları gören Türkiye, bugün bir yenisiyle daha karşı karşıya.
31 Mart 2020'de dünya ekonomik destek paketleri açıklarken, biz İYİ Parti Grubu olarak "Vatandaşa ayrılan kaynak çok az, salgın destekleri yetersiz ve millî gelirlerinin yüzde 10-12'sini ayırıyor devletler, siz de bu şekilde ayırın, bizim de böyle yapmamız gerekiyor." dedik ve 2020 biterken IMF verilerine göre, Türkiye'de vatandaşlara sağlanan nakit desteğinin millî gelire oranı yüzde 1,1. Bu neyi ifade ediyor size? Belki hiçbir şey etmiyor ama şöyle söyleyeyim: Dünyada biz Meksika'dan sonra sonuncuyuz yani bizden daha kötü bir Meksika var. Şimdi, gelişmekte olan ülkeler ortalamasına bakıyorsun yüzde 3,5; gelişmiş ülkeler yüzde 12,5; biz de yüzde 1,1. Daha iyi anlaşıldı mı? Anlaşılmadıysa bir de şöyle söyleyeyim: Salgın ekonomik destek paketinde vatandaşlara ayrılan pay, biz de yüzde 11,1. Vatandaşa bunu veriyorsunuz paketten ve burada da dünyada sonuncuyuz, bütün dünya ülkeleri arasında sonuncuyuz. Desteklerin yüzde 89'unu şirketlere ve bankalara veriyorsunuz, sözde destek veriyorsunuz yani. Gelişmekte olan ülkeler yüzde 58, gelişmiş ülkeler yüzde 53 veriyor vatandaşına.
Şimdi, salgın, bugün yeni bir boyut kazandı; bir mutasyon, mutantla karşı karşıyayız. Nedir bu mutant? Virüs mutasyona uğradı, daha bulaşıcı olduğu söylenen İngiliz varyantıyla karşı karşıya dünya, Güney Afrika varyantına karşı üstelik aşılarda çok etkili değil, o da var. Brezilya varyantı var, varyantlar var yani çeşit çeşit ve siz yine destek vermeyerek, yayılırken ve hızlı yayılma ihtimali de varken erkenden normalleştiniz. Biz bugün bunu en kötü yöneten ülkeyiz ya hani, destek vermeyip açılıyorsunuz ya hani, o da yarım yamalak. Vatandaşın anlamasından, anlama imkânı olmayan bir durumda; hani havuz problemleri vardı, işte, üç musluk bir havuzu şu kadar saatte doldurursa falan diye. Çok şükür vatandaşı havuz problemlerinden daha zor bir şeyle karşı karşıya bırakıyorsunuz, kafalar iyice karışsın da anlayamasınlar diye ve vatandaş eli çenesinde düşünüyor, kaygılı yani düşünen adam heykeli hâline geldi herkes. Köyünden kentine bu şekilde. Rodin'in düşünen adam heykelinde Rodin onu Cehennem Kapısı heykelinin üzerine koymuştu. Bizde vatandaş sabretmekten herkes cennetlik sayenizde.
Şimdi, en son, Sağlık Bakanı 10 Şubatta 3.758 testte 416 mutant varyant tespit ettiğini söylemişti. Yirmi gün geçti hâlâ bir açıklama yok, yeni açıklama yok ama açıklanan, daha doğrusu belli olan bir şey var kongre yaptığınız, gittiğiniz iller kıpkırmızı, kırmızıya boyuyorsunuz Türkiye'yi ve Karadeniz alarm veriyor. İngiliz varyantı maske filan dinlemiyor değerli arkadaşlar, o sebeple Almanya toplu taşımada N95 tipi maskeleri zorunlu hâle getirdi. Biz omuzlara çıkarak, davullu zurnalı kongreler yaparak bunun sonucunda ne kadar bulaşıcılık artıyor, dünyada böyle bir yayılma olmadığı için hani bunu örnek veremiyoruz "Dünyada bakın bunun yayılıcılığı şu kadar." diye. Ama biz sayenizde bir süre daha geçtikten sonra bununla ilgili bilimsel yayınları da yapacağız. Burada vaktim yok, göstereceğim ama anlatamayacağım. Her hafta boyunca... Türkiye'deki ilk 10 var, hemen bunların yanlarında kongre tarihleri var Ak Parti'nin yaptığı, ilk 10 ilde bunun bulaşıcılık, kuluçka süresiyle doğru orantılı olarak artış var. Yani bunun için çok büyük ilim adamı, dâhi falan olmaya da gerek yok. Yani yok mu Bakanlığınız bünyesinde bunların hesabını yapıp da çıkıp da kendi partinize ya da bunu yapanlara gerekli cezaları kesecek? Ben geçen gün utandım, çok utandım, çok değerli jandarma askerlerimiz çıkmışlar dağın başında -sosyal medya hesabımdan paylaştığım bir video- çok yaşlı teyzeme ceza kesmeye kalkıyorlar, anlatıyorlar "Evine git." diye, diyor ki: "Kuzular çok meliyordu mecbur kaldım."
Bir yanda bunlar var, bir yanda da bunlar var. Şimdi, bunlar varken diğerlerinin olması tam olarak maalesef bir hukuksuzluk, hukukun üstünlüğü yerine "hukukun ayrıştırmacılığı" kavramını Türkiye'ye getirdiniz, üstünlerin hukukuna getirdiniz. Biz bunu kabul etmiyoruz ve dünyada başka yerlere baktığımız zaman "Şimdi, aşı var, aşıyla biz bunu geçebiliriz." diyorsunuz belki. Onu da hemen söyleyelim: Şimdi, 189 bin doz aşı yapılmış günde ortalama, ilk günden beri bugüne. Ne kadar sürüyor biliyor musunuz? Bir yıl on ay. Eğer aşıyı bulabilirseniz, vadedilen aşı gelirse ve vatandaşlar bu hızla -dünyanın bin hali var- aşılanabilirse bir yıl on ay. Yani siz en az iki sene daha bu işte risk altındasınız, vatandaş risk altında. Derhâl önlemleri almalı ve mutasyona karşı uyarmalısınız. Onun yerine, normalleşme kararları alıyorsunuz, normalleşme elbette olmalı, tabii ki olacak ki vatandaşımız artık aç ve vatandaş sesini çıkarıyor "Bir an önce açın dükkânları." diye. Haklı ama bizim söylediğimiz şu: Siz devletsiniz, sosyal devletsiniz.
Derhâl vatandaşı iki hafta kapatacaksınız, R0'ları hesaplayacaksınız bölgesel yüksek riskli vesaire bilmem ne çeşitli şekillerde dün açıkladınız, hesapladınız ama bu şekilde olmuyor. Bilimsel olacak, R0'larla olacak. İllerden illere geçişi engelleyeceksiniz ve israfa, köprülere, geçilmeyen köprülere, hastanelere, havaalanlarına verdiğiniz parayı vatandaşa ayıracaksınız. Bunun yolu bu değerli arkadaşlar. Yoksa siz de biz de vatandaşlarımızı, yakınlarımızı kaybetmeye ve siz bu işi elinize yüzünüze bulaştırmaya, biz de buradan konuşmaya devam ederiz ve edeceğiz de. Yapmayın gözünüzü seveyim, gelin, şu vatandaşın işine ve önerimize bu sefer "evet" deyin ama evet demek için yani 6 kişi var.