Çok eskiden Mehmetli Devleti diye bir devlet vardı. O devletin köylerinden adamın birisi kızını yakın bir köye gelin eder ve gelin olan kız bir hafta sonra babasının evine ziyarete geldiğinde babası:
- Kızım nasıl durumlar. Hayatın nasıl gidiyor? diye sorar. Kızı ise:
- Baba her açıdan iyi insanlar ama hayvancılık yaptıkları için evleri çok kokuyor der.
Aradan 6 ay geçtikten sonra kız tekrar ziyarete gelince babası yine aynı soruyu sorar. Kızı:
- “Baba ben oraya gelin olduktan sonra evlerinin kokusu bile gitti artık” der. Babası ise :
- Kızım yine aynı şekilde kokuyor ama artık SENİN DE BURNUN KOKUYA ALIŞIMIŞ der.
Mehmetli Devletinde Mehmet iktidar olunca, halk belirli makamlara getirilen karakteri oluşmamış şahsiyetsizlerin başkalaşım geçirdiklerini gözlemler. Mücahit zannedilen bazı şahsiyetsiz açgözlü budalalar müteahhitliğe, yiğit zannedilen pek çok zibidinin ise yiğitliği bırakıp itliğe kaymaları maalesef alt tabakada infial oluştursa da yukarıya güllük gülistanlık olarak takdim edilir. Zira danışmanlık durumundaki tamahkârlarla muslukların başında olan sahtekârların anlaşması gayet kolay oldu. Çünkü dünyada en iyi anlaşan iki insan grubudur tamahkârlar ve sahtekârlar. Evlerindeki eşlerini beğenmeyip, düne kadar eleştirdikleri dizlerinden bir karış üstündeki mini etekli sekreterlerle güya toplantıdan toplantıya koşarak sabahlara kadar toplantılar yaparlar ve bakarlar ki bu toplantıların bir adı konulmalıdır ve pek çoğu sekreterlerine evler açarak nikahlarlar.….
Kendilerine ekipler kurarlar ve bu ekiplerde kesinlikle kendilerinin de içinden geldiği Yüce Görüşten kimse olmaz. Çünkü içine düştükleri itlik bataklığının ortaya çıkmasını istemedikleri için bataklığa uygun ekipler kurarlar ki şerefsizlikleri görülmesin. İçlerinden geldikleri Yüce Görüşteki deneyimli insanlardan danışman almazlar ve emir eri olarak kullanabilecekleri yirmili yaşlardaki gençlerden yanlarına danışman adı altında hizmetçiler alırlar. Çünkü onların danışacakları hiçbir şey yoktur ve her şeyi onlar bilirler onlara göre.. Ukalalık diz boyu değil, boylarını bile aşmıştır.
Mehmetli Devletindeki iktidar partisinin başına teşkilat başkanı olarak onlardan önceki iktidarda olan ama yeni iktidara katılan Saraylı Beyi getirir. Saraylı Bey de il ve ilçe teşkilatlarında önceki iktidarlardaki dostlarını getirir. Yüce Görüş artık muhalefet durumuna düşmüştür. Kendi partisi kendilerine yabancı olmuştur. Her ne kadar da Saraylı Beyi teşkilat başkanlığından alınmış olsa da kadrolara Saraylı Beyin adamları yerleşmiştir. Durum vahimdir. 1053 Yılındaki seçimlere hazırlık vardır ama teşkilatlarda kalite zerodur. 
Sonuçta Mehmetli iktidarının sahibi töhmetli duruma düşmüştür. Kurtuluşu rüyasında görür ve 6 aylığına tüm teşkilatları kapatıp yeni ekipler kurup fabrika ayarlarına dönüşü başlatır.
Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine..
Mustafa EROL 
ÜTOPİK BİR ŞİİR : ( SULTAN SANDIK )
Bir ülke varmış,zamanlardan bir zaman,
Kral,Sultan Sandıkmış işte o zaman.
“Hacet Zamanı” her beş yılda bir olurmuş,
her beş yılda,herkes huzurda olurmuş.
Yalnız beş yıldan beş yıla dinlenirmiş,her dert,
Fikrini söylermiş,ülkede yaşayan her fert.
Timur’un Filleri gibi,varmış Sultanın filleri,
Doldurmuş fillerle,tüm ilçeleri ve de illeri.
Tüm mutfaklara uzanırmış,fillerin hortumu,
Canlara tak etmiş artık,fillerin bu tutumu.
“Hacet Zamanı” beklenirken,beş yıl boyu,
Eksilmez biraz daha artarmış,fil soyu.
Filden bıkan millete; arı,kuş,kurt umut olmuş,
Her umut sonunda,ülke biraz daha fille dolmuş.
Bir son vermek için artık,çekilen bu zillete,
Sultan Sandık, bir şans daha vermiş millete.
Bütün millet huzura gitmiş, bıktık diyerek,
Fil değil demişler,bize adam gibi, adam gerek.
Gibisi fazla demiş,Sultan Sandık işte o zaman,
İşte adam size: Başkan, Recep Tayyip ERDOĞAN

Mustafa EROL