Manavgat İlçe Mili Eğitim Şube müdürü olduğumda tüm okulları yerinde görmek, öğretmenlerin dertlerini dinlemek ve çözüm odaklı olarak öğretmenlere ulaşmak amacıyla tüm okullarımızı ziyaret ettim. Bu ziyaretler esnasında pek çok akıl almaz olaylarla karşılaştım.

Bunlardan birisi okulun birisinde iki tane piknik tüpün üzerinde iki çaydanlık demlenmesi idi. Sebebini sorduğumda cevap olarak; “Müdürüm birisi sağcı öğretmenlere, birisi de solcu öğretmenlere ait bu çayların” diye cevap vermişlerdi. Ben de gayri ihtiyari olarak; “ Siz salak mısınız ya.. Bu ne demek oluyor. Hangi çağda yaşıyoruz. Bir çaydanlık demler ve hepiniz bu çatı altında bir aile olarak içersiniz. Ben şimdi hangi çaydanlıktan çay içeceğim şimdi.” Diye tepki gösterdim. Orada bulunan öğretmenlerden birisi ise Şube Müdürümüz bize salak mısınız siz diye hakaret etti diye bir dilekçe yazıp beni şikâyet etmiş.  Milli Eğitim müdürümüz şube müdürleri olan bizleri toplayıp durumu anlatınca orada bulunan şube müdürü arkadaşlarımdan birisi bana; “ Müdürüm ben 19 yıllık şube müdürüyüm. Hiçbir şikâyet almadım. Çünkü karışmam. Kim ne yaparsa yapsın. İş yaparsan mutlak surette yanlış bulan olur” “ dedi.

 Hiç yazı yazılmamış bir kâğıtta hiçbir yazım hatası bulunmaz. Oysa bir takım yazılar olan bir kâğıtta herkes hatalar bulabilirler.. Çünkü güzellik göreceli bir kavramdır ve herkese göre değişkenlik arz eder.

19 yıla varan Akparti iktidarı için de durum budur. İş yapıyorlar ve doğrularının olduğu gibi pek çok yanlışları vardır. Evet şu bir gerçektir ki; yanlışları görmemek körlük, doğru ve güzelleri görmemek ise NANKÖRLÜKTÜR.

BURADAN HAYKIRIYORUM. Ne din ve ne de devlet şu an mevcut olan iktidarın yaptığı yanlışlardan dolayı düşmanı olunmayacak kadar kutsalımızdır. Çünkü din ve devlet kimsenin tekelinde değildir. Cumhurbaşkanını sevmediği için devlet düşmanı olan ve devlete küfreden kim olursa olsun tıpkı pkk lılar gibi, devlet düşmanlığı ve vatan hainliğinden dolayı yargılanmalıdır. Eleştirmek ile hakaret etmeyi birbirine karıştırmak mutlaka cezalandırılmalıdır. Ağzı olan konuşmalıdır ama dudak görevini yapmalı ve susmalıdır konuşacağı haddi aşacaksa. Zira sap ile samanı karıştırmak öküzlüktür ve böyle öküzlüğün cezası da öküzün boynunun kesilmesidir vesselam.

Mustafa EROL

Eğitimci-  Araştırmacı Gazeteci- Yazar - Şair