Tarım başlı başına toplumsal kalkınmayı yaratan bir güç değildir. Tarımsal ürünler endüstrileşirse, kalkınmanın motive edici gücü olur.
Tarım ürünlerinde alıcısı kalıcı olduğu için tarım ürünlerinde fiyat istikrarı oluşur ve üretici bir yıl sonra ekeceği ürünün planını sağlıklı yapar. Yani; Bir salça fabrikası olsa domates üreticisi malının sokağa düşmeyeceğini en kötü ihtimalle fabrikaya vereceğini bilirse, domates ekiminde istikrarlı davranır. Turşu fabrikası olsa, biberi, salatalığı güvenerek eker, reçel fabrikası olsa portakalda, çilekte istikrarlı bir fiyat oluşur.
Endüstrileşme her zam milli gelire katkı sağlar, ihracat imkanı yaratır ve istihdam sağlar.
Ancak devlet tarımda bu ilkeleri benimsemediği için Muza verilen destek sanayileşmeye verilmemektedir.
2003- 2004 yıllarında bu düşüncelerle ihracat ve iç piyasaya resimde gördüğünüz ürün kategorisinde ürünler ürettim. Çok ciddi bir dolandırıcılıkla başarısız oldum. Ancak halen bu sektörün Manavgat için önemli bir eksiklik olduğunu düşünüyorum.
Sofralık Zeytinde bir an önce ön almalıyız. Meyve suyu fabrikası, Turşu üretim tesisleri, Reçel üretimi, salça fabrikası kurutulmuş meyve ve konserve tesislerine ihtiyacımız var.
Et ve et entegre tesisi de öncelikli düşülmesi gereken bir sektördür.