Manavgat Tarihi çalışmalarımızı özveri ile Manavgat'ın geçmişine inanarak, sizlerden aldığım manevi destekle bugüne kadar getirdim. Bütün kitaplarım yayınlanınca Manavgat hakkında yazılmış 10 kitaplık bir külliyat oluşacak. Ancak bu noktalara çok zor geldim. Hem içten, hem dıştan, hakaretler engellemeler ve aşağılanmalarla karşılaştım. Aşağıdaki fotoğraf Anadolu Sikkeleri Monografileri adlı kitabın Manavgat bölümü. İçinde Manavgat'ta 1300 yıllarında pazarcıda basılan sikkelerin resimleri var. Bu fotoğrafı bir yöneticiye götürdüm, Manavgat tarihi 1225 den başlar. Bakınız 1300 yıllarında Pazarcıda basılan sikkeler dedim. Yüzüme adeta fırlatırcasına "isim benzerliğidir" dedi. Manavgat'ta bir beyliğin kurulduğunu belgeleri ile yayınladım. Belgelerde "Alanya ve Manavgat Emirliği" tabiri geçmesine rağmen, Manavgat kelimesini çıkarıp, sadece "Alanya Emirliğini" kitabına alan prof. ve  ondan etkilenen çevresi, her türlü hakareti ettiler. Yılmadık, Kıbrıslı bir tarihçinin kroniğini çevirdik, benzer belgeleri de bu kronikte bulduk. İslam Ansiklopedisinin Bayrak maddesinde Manavgat Emirliğinin bir bayrağından söz edildiğini yazdık. "Kitabımızı basalım" diyen bir kurum, kitabımızı hazırlayıp götürdüğümde, "hocam senin akademik ünvanın yokmuş, basamayız" dedi. Bir kurumumuzun müdürü Sarılar hakkında bilgi var mı dedi. "Olmaz mı !, bir kitap olacak kadar var"dedim, aylarca çalıştım bitirdim ve kurum müdürümüze mesaj attım. Kitabımız bitti, takdim etmek isterim, müsait zamanda randevu rica ediyorum dedim ve bir yıldır dönüş yapmadı. Bütün bunlar olurken, tek tesellim, Manavgatlının gelip fotoğraf çektirip, parasını ödeyerek kitabımı alarak destek olması, Pazarcı kadının şalvarına elini silerek "Hocam seni faceboktan izliyorum ve Manavgat tarihini öğreniyorum"demesi, dağda bir çobanın ben sizi takip ediyorum hocam diyerek mağaraları, geçitleri göstermesi oldu. Rahmetli Başkanımız Ahmet Boztaş odası adına yüklüce kitap alarak üyelerine dağıtarak, yeni kitaplarımın basılması için maddi destek oldu. Bu yola çıkarken yalnız olacağımı biliyordum. En büyük örneğimi Hz. Muhammed'den almıştım. Alemlere rahmet olarak gelen bir peygambere, daha sağlığında, Müseyleme adında katibi de olan bir sahte peygamber çıkmış, bir Kuran yazmış ve Hz. Peygamberden daha çok inananı olmuştu. Hz. Muhammed'in muadilinin olduğu bir dünyada, "biz kimiz" diye düşündüm teselli buldum.

Arabamla bütün köyleri dolaştım, yağmur yaş demedim, çıkılmayacak yerlere bu yaşımızda çıktık, düştük, yaralandık, mezarlıklardaki mezar taşları yoldaşımız oldu. Sizin 2 dk okuduklarınızı ben günlerce aylarca çalışıyor, geceleri uyumadan ortaya koymaya çalıştım. Akademik bir disiplinden gelmediğim için hatalarım olabilir yanlışlarım olabilir, eksiklerim olabilirim ve varda.  İnanıyorum bizden sonra gelecek araştırmacılar üzerine koyarak Manavgat gerçeğini tarihin tozlu sayfalarından çıkaracak. Benim gücüm, bilgim buna yetti bu kadar yapabildim.

Sözün özü... Tek umudum genç kardeşlerimde. Bizim nesil herşeyi bildiği (!) için bilgiye ihtiyacı yok. Onlar zaten birbirinin arkasından konuşarak yeterli cehenneme düşmüşler. Ancak yöneticilerimizden tek bir ricam var...  Bize destek verin, moral verin, devlet gücünüzü Manavgat'ın lehine kullanın, Manavgat adına ortaya koyduğumuz projelere sahip çıkın. Ben Belediye Başkanı adayı değilim, Milletvekili adayı değilim. Sadece ve sadece Manavgat Sevdalısıyım. Ülkeme ve Milletime aşığım. İşte bu sebeple kusurlarımı örtün, sevgime karşılık verin, el birliği ile Manavgat'ı ayağa kaldıralım..