Bugun...


İSMAİL KARATAŞ

facebook-paylas
GELENEKLERİMİZ İÇERİSİNDE MANAVGAT MUTFAĞI..
Tarih: 14-08-2021 17:13:00 Güncelleme: 14-08-2021 17:13:00


Kültür bir toplumun tarihi gelişimi içinde oluşturulan bir değerler bütünü , yaşama tarzıdır. Yüzyıllar içerisinde , bir milletin diğer milletlerden farklı olarak geliştirdiği duygu , düşünce ve hayat görüşüdür. Milletin yaşaması için şart olan canlılık ve hareketliliği kültür verir. Bir milletin , bir toplumun insanlarını tanımak için onların kültür aynasına bakmak yeterlidir.

 Kültürün içerisinde yer alan bütün gelenek ve görenekler geçmiş nesillerden geleceğe o toplumun insanlarınca aktarılır. Neler yoktur ki bu aktarımın içinde? O toplumun ferleri nasıl yaşarlar , neye sevinirler , neye üzülürler , edebiyat ürünleri yaşam döngüsünde nasıl oluşur , özel günlerde neler yaparlar , nasıl giyinirler , ne yer ne içerler? … Yazdan kışa nasıl hazırlanırlar ?

Teknolojinin geleneksel yaşantıya üstün gelerek  geçmişi unutturmaya başladığı günümüzde , kaybolan ve eskiden kalma değerlerimizi hatırlamak , bu güzelliklere sahip çıkarak yazıya geçirmek ve gelecek nesillere saklamak büyük bir görevdir. Bunun için yaşayan kültür abidesi büyüklerden , büyükannelerden , annelerden yararlanarak bunları yeniden hayata geçirmek gerekir.

 Manavgat bölgesi bu anlamda geniş bir hazineyi barındırmaktadır. Bu bölümde kitabımızın içeriğine uygun olarak yemek ve mutfak kültürü üzerinde duracağız.

Önemli günlerdeki geleneksel yaşantının ve törenlerin içerisinde ikram edilen , sunulan yiyecekleri sizlere tanıtacağız.

                                 YAZDAN KIŞA HAZIRLIK

 Buğday , Anadolu’nun her karesinde bambaşka seramoniyle işlenir. Manavgat’ta da  hasat edilen buğday ihtiyaçlara göre ayrı ayrı şekillendirilir.Köy meydanlarında büyük taş dibeklerde dövme haline getirilerek keşkeğin ana maddesi olur; taş el değirmenlerinde çekilerek yarma ve bulgur olur .

Yarmadan ekşi ve tatlı tarhana hazırlanır.Un haline getirilmiş buğdaydan ise ana besin kaynağı olan   yufka ekmeği , börekler , kesme makarna, çorbalar ve çeşitli tatlılar yapılır.

torosların eteğinden denize kadar uzanan geniş bir ovaya sahip Manavgat’ın sebze üretiminde bol çeşitlilik içeren bir zenginliği vardır.Doğanın beldemize bir armağanı olan ırmağın suyuyla verimlenen topraklardan üretilen sebzeler yaz-kış sofraları süsler.Bu sebzelerden yapılan hazırlıklarla türlü türlü yemekler ortaya çıkar.

Tazelerinden yapılan çeşitler kadar kurutulmuş sebzelerle yapılan zeytin yağlı yemekler de çeşit olarak boldur.

Bunlar arasında sebzeler olduğu kadar meyveler de yer alır.Patlıcan , domates , biber , dolmalık biber , bamya , kabuklu taze fasulye , börülce , bamya , semizotu , yaban keleğinin yanı sıra elma , armut, incir, üzüm , kayısı kuruları da bunlardandır.

Özellikle kurutulmuş incirden yapılan kak , pastırma türü meyve tatlıları yazdan bol miktarda hazırlanarak ağaçtan ya da topraktan yapılmış kapların içerisinde saklanarak kışın soğuk günlerinde tüketilirdi.Günümüzde de tatlı niyetine mutfaklarda bol miktarda hazırlanmaktadır.

Yaz ve kış sebzelerinden yapılan sade veya karışık turşular mutfakların vazgeçilmez yiyeceklerindendir. Yazdan  hazırlanan turşular , eskiden , evlerdeki geniş  ağızlı küplerde saklanırdı.En önemli özelliği bu turşuların sirkelerini de kendileri üretirlerdi.Üzüm , incir , elma , armut gibi meyvelerin ekşitilmesiyle yapılan el yapımı sirkelerin kendine özgü rehası turşulara ayrı bir lezzet verirdi.

Kışlık hazırlıklar yapılırken yiyeceklerin salamura edilerek saklanması ayrı bir beceri gerektirirdi.Tuzlu suya bastırılmış asma yaprakları mevsimi kısa olan bu temel yiyeceği saklamanın en iyi koşullarından biridir.Tuzlu suda salamura edilmiş bamya da kışın pişirildiği zaman  taze tadını veren yiyeceklerdendir.

Sonbaharda çok özel bir hasat olan zeytin hasadı uzun bir süreçtir . Toplanan zeytinlerden sofralık olanlar seçilerek yeşiller suda salamura yapılır , siyahlar bastırma yöntemiyle tatlandırılarak bir sonraki sezona kadar dayanacak şekilde hazırlanırdı.

Çıkarılan zeytinyağı ise yörede sebze yemeklerinde kullanılan tek yağ çeşididir.Çünkü Manavgat mutfağının özelliği etle sebzenin karıştırılmayıp sebzenin sebze olarak , etin sade et olarak tüketilmesidir.

Hayvansal ürünler içerisinde yer alan peynir çeşitlerinden çökeleğin saklanma şekli ise ilginçtir. Yayıktan sonra kalan ayranın pişirilmesiyle elde edilen çökeleğin suyu alındıktan sonra ağzı geniş küçük taş çömleklere bastırılır , ağzı ters olarak kuma yada toprağa gömülür , 4-5 ay bekletildikten sonra çıkarılıp tüketilir.

Odun ateşinde pişirilen sütün köpüklü kaymağı , tuluklarda yayılan ayranlar şimdilerde orta yaş ve üzerindeki bütün Manavgatlıların unutamadığı tatlardandır.

                                                                                                SÖZ KESİMİ VE NİŞAN

Kız istemeyle başlayan evlenme süreci , aile büyüklerinin rıza göstererek “kızın verilmesiyle” ilk aşamasını sonuçlandırır .Kız istemeye gelenler şimdilerde çikolata – tatlı , çiçeklerle gelmekle birlikte önceden haber verilmeden ziyaretler söz konusuydu .Kız evi ise çay yanında çerezler ve meyve ikram ederdi. En son kızın kahve ikramı ile söze girilirdi. Kızın ailesinin kızı vermesiyle yüzük takma ya da nişan günü kararlaştırılır , söz verilmiş olurdu.

 Yüzük takma aileler arasında yapılır, nişan ise akraba, komşu, ahbap ve tanıdıkların davet edilerek katılımıyla gerçekleşirdi. Kofa denilen süslü büyük bir sepete nişandan önce alınan giysiler yerleştirilir, nişan günü sabah oğlan evinden  yaşı büyük kadınlar kız evine götürülür. Ayrıca nişanda ikram edilecek lokum-bisküvi ve şerbetlikler de götürülürdü.

 Nişan öğleye doğru davetlilerin gelmesiyle başlar , gençlerin yüzükleri takılarak kurdelesi kesilir.Üstüne şeker , su , ve kırmızı gıda boyası karıştırılarak yapılan şerbet veya  içi naneli ve bademli limonata ikram edilir , lokum- bisküvi dağıtılır.

 Nişandan bir hafta sonra kız evi de kofanın karşılığını oğlan evine götürür.Bu ziyarette de tavuk , pilav ve çorba ikram edilir.

                                                  DÜĞÜN
Geleneksel düğün törenleri Cuma , Cumartesi ve Pazar günleri   olmak üzere 3 gün boyunca devam eder .

Bir hafta önce düğüne davet için okuntular dağıtılır, yeni evlenecek çiftin evinin sergisi serilir, oğlan evi kız evine torba gönderirTorba; kız evinin düğün süresince pişireceği bütün yemeklerin kuru malzemelerinin bez bir torbaya doldurularak kız evine gönderilmesidir.Torba içinde dövme , kuru fasulye , nohut , pirinç , şehriye , tereyağı , kuru soğan , salça , lokum - bisküvi  bulunur.Salata için mevsimine göre sebzeler ile yahni için canlı erkeç gönderilir.Keşkeklik buğdayı hazırlamak için ayrı bir zaman ve emek gerekir.İmece usulüyle tahta senitler üzerinde ayıklanan buğday ıslatılarak taş dibeklerde dövülür , kepeği savrularak pişirmeye hazırlanır.

 Aile büyükleri , damat  ve arkadaşları tarafından  kız evinden çeyizlik eşyaları alınarak evlenecek çiftin evine getirilir.Gelin kızın arkadaşları ve yakın komşular sergi için önceden haberdar edilir , taşınan eşyaları kadınlar , genç kızlar eve yerleştirir. Çiftin yaşayacağı ev hazırlanmış olur. Sergi için gelenlere oğlan evinden  birkaç yakın kadın yemek getirip ikram eder .

 Düğün günü gelip çatmıştır , düğün arifesi olan Cuma günü öğle namazından sonra cami imamı düğün evine davet edilir. Ailenin büyükleriyle dua edilerek Türk Bayrağı dama dikilir.Buna “Bayrak Dikme Töreni “ denir.Hep beraber yemek yenir güzel dileklerde bulunularak düğün töreni başlatılmıs olur.Düğün yemeklerinin baş tacı tereyağlı keşkek , salçalı yahni , pirinç pilavı , etli kuru fasulye , salata veya ayran  ikram edilir.

 Cumartesi günü akşam kız ve oğlan evinde kına gecesi yapılır.Sabahtan düğün evine okuntu karşılığını vermeye gelenler uzakta oturup düğüne katılacak yakınlar “ kolay gelsin işiniz olsun “ deyip yardıma gelen komşularla tatlı bir kalabalığı karşılayan düğün evlerinde öğle yemeği hazırlıkları çoktan başlamıştır. Yemek saatine kadar çay-kahve , şerbet ,  lokum-bisküvilerle karşılanan misafirler geleneksel düğün yemeklerinden yerler.

 Öğleden sonra ev halkı ve yakınlarıyla kalan düğün evlerinde bir yandan gençlerin kına hazırlıkları bir yandan ev büyüklerinin ertesi günkü büyük yemek hazırlıkları başlar.Erkeçler kesilir , etler yahnilik doğranır , son kontroller yapılır.

 Kına gecesi , kız evinde ayrıcalıklıdır , tef çalan aptal dediğimiz 2 kadın kına eğlencesinin müzisyenleridir.Bütün genç kızlar , kadınlar toplanarak hep beraber eğlenirler. Oğlan evinden damadın yakını kadınlar  ikramlık lokum-bisküvi ve kuru kına  getirirler.Türküler eşliğinde gelin kızın kınasını yakarlar. Misafirlere lokum-bisküvi ve kına dağıtılır.

Oğlan evinde ise damat , arkadaşları komşu ve akraba erkekler ızgara et , salata ve rakı eşliğinde davullu zurnalı eğlencelerini yaparlar.Eğlence  sonrası damadın da küçük parmağına getirilen kınadan yakılır.

Pazar günü önemli gün. Gelin alma merasimi. Sabah ezanından sonra odun ateşi yakılır , büyük kazanlar bahçeye kurulur.Salçalı yada salçasız yahni , keşkek , kuru fasulye(mevsimine göre taze fasulye) , pilav ,salata , irmik yada tahin helvası , tavuklu çorba hazırlanır.Davet edilen bütün misafirler öğle yemeğini yedikten sonra kız evine gelin almaya gidilir.Gelinin yanında elde açılma bir tepsi baklava “ağız tadımlığı” için yollanır.Bunda amaç bir ömür boyu gelin ve damadın tatlı tatlı geçinmelidir.

 Düğünün bir hafta sonrasında kız evi oğlan evini yeni evli çiftle birlikte yemeğe davet eder.Bu davetin ana yemeği olarak haşlanmış , suyuna pilav ve çorba yapılmış köy tavuğudur.

                  BAYRAMLAR   ARİFE PİŞİSİ

Dini bayramların halkımızın gözünde de önemli bir yeri vardır. Bu dini görevin yerine getirilecek önemli aşamalardan biri de arife günü  yapılan pişidir.Un , su ve mayanın yoğrulup hamurun kabarmasıyla yuvarlak açılarak pişi haline getirilen hamur yağda kızartılır.Komşulara dağıtılır. Bu günlerde un helvası da sıkça hazırlanarak dağıtırlır.

Bayram için el açması cevizli ya da fıstıklı baklavalar hazırlanır.Bayram sabahları namaz sonrası yapılan kahvaltılar vazgeçilmez geleneklerdendir. Keçi tulum peyniri , yayla balı , badem –ceviz , ev yapımı pastırma , siyah zeytin ve yeşil limonlu zeytin , taze sulanmış yufka ekmek , zeytinyağlı yeşil biber , maydanoz , domates –salatalık , sıcak yada donmuş kavurma eşliğinde yenilir.Yaz aylarına gelen bayramlarda kahvaltılar balkonlara hazırlanır. Evli çocuklar ana-baba evine torunlarla gelirler. Yoldan geçen komşular da davet edilerek bayramlaşılır. Hep beraber kahvaltı edilirdi.

Kurban bayramları daha telaşlıdır.Kurban kesecek büyükler acele kahvaltı edip kurban kesim işlemine başlar. Meşe odunu bir yandan yakılır.Odun yavaş yavaş yanarak közleşir.Sırım haline getirilen etler tuzlanarak ,  direk közün üstüne atılır.Yufka ekmeğin içine sarılarak hep beraber yenilir.Üstüne çaylar içilir.

Ramazan ayında  yakın akraba ve komşular birbirlerini sırayla davet ederek özenle hazırlanmış sofralarda iftarlarını yaparlar. Çorba , etli yada tavuklu bir yemek , salata ,ayran , zeytinyağlı yemekler , el açması börekler yapılır.



Bu yazı 1328 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
YAZARLAR
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI