Bugun...


İSMAİL KARATAŞ

facebook-paylas
BİR GÖNÜL YAPMAK GELMİYORSA ELİNDEN BARİ BİR GÖNÜL YIKILMASIN DİLİNDEN...
Tarih: 04-12-2021 15:13:00 Güncelleme: 04-12-2021 15:13:00


“Siz ey imana ermiş olanlar! Yoldan çıkmışın biri size [yalan] bir haber getirirse, muhakemenizi kullanın; yoksa istemeden insanları incitir ve sonra yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız.  (Hucurat/6)

Rahmetli Cahit Zarifoğlu derdi ki; Üstadım dedim: “Bayrama ne alayım?”Dedi: “Birkaç piri faniden gönül, birkaç çocuktan gülücük, alabilirsen birkaç fakirden de dua al!” Ne kadar güzel ve kalender bir insanın sözcüğü değil mi dostlar? Gönül al, gülücük al ve dua al! Her biri insanın gönlüne hitap etmeye dair ifadeler. Gönül al ama gönül yıkma! İnsanın bayramını zehir etme, güzel sözler söyle. Allah’ın gönül kabesini yıkma! Benim derdim bana yeter bir dertte sen katma!

Sevgi sözcükleri fısılda bana, küskünlükleri ortadan kaldır! Nebi’nin çağrısına uy ve sevdiğin kişiye açıkça “seni seviyorum” de! Hz. Mevlana’ya kulak ver hiç olmazsa;“Bir gönül yapmak gelmiyorsa elinden, bari bir gönül yıkılmasın dilinden.”

İnsan ne çekerse dilinden çeker. “Kalp denizdir dil de kıyı. Denizde ne varsa kıyıya o vurur, diyen Hz. Mevlana kalp ve dil ilişkisine dikkat çeker. Dil yarası o kadar kötüdür ki, bir kere insana dokundu mu çıksa bile iz bırakır.

Bir zamanlar çok çabuk öfkelenen ve bu yüzden hiç arkadaş edinemeyen küçük bir oğlan varmış. Babası ona bir kese dolusu çivi vermiş ve her öfkelendiğinde, bahçe kapısına bir çivi çakması gerektiğini söylemiş. Oğlan daha ilk gün kapıya 37 çivi çakmış.

İlerleyen haftalarda, öfkesini kontrol etmeyi öğrendikçe, kapıya çaktığı çivilerin sayısı da her geçen gün azalmış. Gün gelmiş, öfkesini kontrol etmenin kapıya çivi çakmaktan daha kolay olduğu keşfetmiş. Ve bir gün çocuk, öfkesine hiç yenilmemeyi öğrenmiş. Koşup babasına durumu anlatmış ve babası bu kez ona, öfkesine her hâkim olduğunda kapıdan bir çiviyi söküp çıkarmasını söylemiş. Günler geçmiş ve oğlan gelip babasına tüm çivilerin söküldüğünü anlatmış. Babası onu elinden tutup, bahçe kapısının yanına getirmiş ve şöyle demiş:

“Aferin oğlum, çok şey başardın; ama bir bak, kapının üstü delik deşik oldu. Bu kapı asla eskisi gibi olmayacak. Öfkeyle söylediğin sözler, tıpkı bunlar gibi izler bırakır. İnsana bıçak saplayıp, sonra çekip çıkarabilirsin ama üst üste ne kadar özür dilersen de yara hala oradadır. Dil yarası da fiziksel bir yara kadar kötüdür. Aslında arkadaşlar nadir bulunan mücevherlerdir. Seni gülümsetir ve başarılı olman için seni teşvik ederler. Sana kulak verirler ve her zaman kalplerini sana açık tutmak isterler.”

Bizim Yunus Emre gönül yıkmanın insandan neler götürdüğünü ve gönül yapmanın da insana neler getirdiğini şiirlerinde sık sık dile getirir:

Bir kez gönül yıktın ise

Bu kıldığın namaz değil

Yetmiş iki millet dahi

Elin yüzün yumaz değil

Bir gönülü yaptın ise

Er eteğin tuttun ise

Bir kez hayır ettin ise

Binde bir ise az değil

Yol odur ki doğru vara

Göz odur ki Hak’kı göre

Er odur alçakta dura

Yüceden bakan göz değil

Erden sana nazar ola

İçin dışın pür nur ola

Beli kurtulmuştan ola

Şol kişi kim gammaz değil

Yunus bu sözleri çatar

Sanki balı yağa katar

Halka matahların satar

Yükü gevherdir tuz değil

 

Şemsettin ÖZKAN

16.12.2020 KONYA



Bu yazı 2029 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
YAZARLAR
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI